Metallica’nın beklenen yeni albümü “Death Magnetic” bu yazımın konusu. Albüm daha henüz satışa sunulmadı. 12 Eylül 2008 olarak açıklanan albümün çıkış tarihinden günler önce internette boy göstermeye başladı bile. Ben de heycanıma dayanmadım ve indirdim albümü internetten. Kaç kere baştan sona dinledim saymadım ama yorumlarımı paylaşmak istiyorum.
Metallica’yı Türk hayranları için 27 Temmuz İstanbul konserinden önce ve sonra olmak üzere iki kategoriye ayırmak lazım. Zira 27 Temmuz’da Metallica gerçekten ne kadar efsanevi olduğunu Türk izleyenlerine kanıtladı. Sadece duyduklarıyla yetinen seyirci, efsaneye canlı tanık olarak, onayını verdi. Yeni albüm arifesinde verilen bu konserde Metallica üyelerinde yeni albümün heycanını NTV’de seyrettiğim bir röportajlarında fark etmiştim. Baştan sona albümü tekrar tekrar dinleyince anladım ki; evet haklıydı Hetfield. İşte Metallica buydu. Bizim özlediğimiz Metallica buydu. Master of Puppets’a bu kadar yaklaşmış yeni bir albüm daha yoktu.
Albümün başlangıç şarkısı olan That Was Just Your Life ile birlikte kendinizi 20 yıl öncesinde buluveriyorsunuz. Özellikle davulun ve zillerin sürekliliğiyle birlikte temponun beklenmedik değişimleri sonucu oluşan riffleriyle ve muhteşem gitar solosuyla bir anda ‘Puppets’ çağına dönüş yaşıyorsunuz.
Şarkılar sırayla çaldıkça kendinizi daha iyi hissediyorsunuz ta ki ‘Unforgiven Üçlemesi’nin sonuncusuna kadar. Burada piyanoyla yapılan giriş sizde adeta yıpranmışlık duygusu yaratıyor. Yine de üçlemenin diğerleri kadar büyük bir etki yaratmaktan uzak kalmış şarkı kanımca. 1991’deki hava kesinlikle bu şarkıda yok. Devamında gelen şarkı ‘Judas Kiss’ ise albümün en sönük şarkılarından, bunu da görmezden gelip hızlıca geçiyoruz tabi ki. Yine de bu albüme pek yakışmamış desem yeridir.
Şarkılar sırayla çaldıkça kendinizi daha iyi hissediyorsunuz ta ki ‘Unforgiven Üçlemesi’nin sonuncusuna kadar. Burada piyanoyla yapılan giriş sizde adeta yıpranmışlık duygusu yaratıyor. Yine de üçlemenin diğerleri kadar büyük bir etki yaratmaktan uzak kalmış şarkı kanımca. 1991’deki hava kesinlikle bu şarkıda yok. Devamında gelen şarkı ‘Judas Kiss’ ise albümün en sönük şarkılarından, bunu da görmezden gelip hızlıca geçiyoruz tabi ki. Yine de bu albüme pek yakışmamış desem yeridir.
Asıl büyük hazzı ise albümün son iki şarkısında alıyorsunuz. Birbirinden farklı iki şarkıyla Death Magnetic sizin yeni efsaneniz haline dönüşüyor adeta. Yeni güzellikler katmış Metallica kendine sanki. Özellikle Slayer’e benzer müziğe sahip ‘My Apocalypse’ gibi çılgın bir şarkıyla albümü bitirmeleri eskinin yeni efsanesi olarak tarihe geçirmiştir ‘Death Magnetic’i.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder