Premier Lig için sezonun ilk yarısı bitti, ikinci yarısı şu zaman başlıyor gibi birşey demek kolay değil. Evet resmi başlangıç bitiş tarihleri var ama yarıları birbirinden ayıran uzun tatil yok. İlk yarının göze çarpanları 2011'in sonu gelmişken, bir hafta önceden değerlendirelim.
Takım bazında değil de oyuncu bazında bakmak istedim. Takım bazında incelemeyi bir başka yazıya saklayalım. EPL bu sezon önceki sezonlara göre kalecilerin biraz daha ön plana çıktığı bir yarı yıl yaşadı. Nerdeyse tüm kaleciler hakkında iki satır yazacak kadar hikaye var. EPL'ye yeni gelmiş De Gea, Lindegaard ile rotasyona girse de beklentilerin altında kalmadı. Van der Sar'dan sonra kim gelse zor göreve talip olacaktı. İspanyol için çok iyi bir sezon geçiriyor diyemem ama kötü de değil. City'nin kalecisi Hart da kalede güven veriyor. Hem City için hem de İngiltere için büyük şans. Diğer taraftan 40'ında transfer yapan Friedel, Newcastle'ın başarılı kalecisi Krul, Wigan'ın iki sezondur göze çarpan kalecisi Al Habsi ve son olarak Vorm. Swansea ligin mütevazı ekiplerinden. Öncelikleri gol yememek bunu da çok kez başardılar. Kaleleri ise emin ellerde.
Sağ bek için ikinci bir isim düşündüğümüzde Micah'nın çok altında kalıyor. Üzellikle hücumda takıma büyük katkı sağlıyor. Sagna'nın sakatlıkla uğraştığı, Chelsea ve ManU'nun kimin oynayacağına dahi karar veremediği bir bölgede City'nin kafası çok rahat.
Sol bek için sağ beke göre daha fazla aday var. Evra, Baines, Jose Enrique, A. Cole. Cole'un kariyeri düşüşte. Artık ismi de performansı da eskisi kadar etkili değil. Evra bir standart yakalamış durumda ve bunun çok da altına düşmüyor. Baines özellikle duran toplarda takıma büyük katkı sağlıyor. Ancak ben dönemin kadrosuna beklentilerin üzerine çıkan Jose Enrique'yi koydum. Evra'dan daha iyi değil ama kısa sürede adaptasyonu ve katkısı alkışı hakediyor.
Stoperde ManU'dan birinin olmaması şaşırtıcı gelebilir. Vidiç, Rio, Evans hatta dönem dönem orda oynayan Phil Jones. Hepsi şanssız bir dönem geçirdi. Sakatlık sebebiyle Sir Alex o bölgede çok oyuncu oynatmak zorunda kaldı. Bu sebeple daha istikrarlı mücadele eden Kompany ve Coloccini'yi uygun buldum. Terry'nin eski günlerinden uzak olması ve yakışmayacak hatalar yapması sebebiyle kadroya almadım. Skrtel da sezonun iyilerindendi diyerek ortasahaya geçelim.
Sağ açık net Nani. Yarının ortalarında geçen sezonu aratsa da devre sonlarına doğru kendini tekrar hatırlattı. Man Utd kazanıyorsa, Portekizli'nin emeği büyüktür. Solda seçim daha zordu. Mata ve Bale arasında kaldım. Elim Bale'e gitti. Aslında ikisi de birbirinden daha az haketmiyor. Mata çabuk adapte oldu ve kısa zamanda katkı sağladı. Bale de Spurs'un şampiyonluk kovalamasında büyük pay sahibi görünüyor. Ortada Larsson ve Silva. Silva, Man City için bence en önemli adam. Şu an her takımda oynayabilecek kapasitede ve kalitede. Diğer isim ise geçen sezon Spurs'e gelen Vaart. Hollandalı bir ara durulsa da oynadığı dönemlerde büyük katkı sağlıyor. Bu isimlerin dışında sezona çok iyi başlayan Sebastian Larsson, Stoke City'nin ayağıyla oynayan futbolcuları Etherington ve Walters, Arsenalli Alex Song, City'den Yaya ilk yarının göze çarpan isimleriydi.
Forvet hattını iki kişiyle sınırlamak zorladı tabi. RVP'nin yeri ayrı. Son maçta atacağı 2 gol rekor kırdıracaktı ama ıskaladı. Ondan bahsetmek gereksiz. Muhteşem oynuyor. Aguero da lige kolay adapte olanlardan. Sağlam City hücum hattında yerini kaptırmayanlardan. Gerçi kaptıran Dzeko, Balotelli de oynadıkları dönemde iyi iş çıkardılar. Bunların dışında sezona çok iyi giren ama sonrasında biraz duran Rooney, istikrarlı giden Demba Ba, Spurs'un gol yükünü taşıyan Adebayor, Liverpool'un golcüsü Suarez ve Chelsea'nin yumurtadan çıkan golcüsü Sturridge iyi giden oyunculardan.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder