17 Şubat 2011 Perşembe

Beşiktaş 1-4 Dinamo Kiev


Ligdeki kötü sonuçların ardından teselli Avrupa'da aranıyordu ama umutlar Kiev'e kadar bile varmadı. Beşiktaş bugünkü sonucun ardından, Ukrayna'da olağanüstü bir durum olmaması durumunda, Avrupa'ya veda etti.

Maç öncesi Beşiktaş tribünlerinin hem Üzülmez, hem de Toraman lehine tezahürat yapması güzeldi. Taraftar, her şeye rağmen bu adamları seviyoruz mesajını verdi. Ayrıca maç öncesi Kapalı'daki bayrak şov da beni Bundesliga'ya götürdü. Almanya'dan alışık olduğumuz, bayraklı tribünler İnönü'deydi.

Taraftar elinden geleni yapmıştı. Schuster'in kadrosunda Toraman yerine Ferrari'nin oluşu dikkat çekiyordu. Bu yılın en çok forma giyen adamlarından biri sahada yoktu. Yerinde ciddi maç eksiği olan Ferrari vardı. Orta ikili Ernst ve Aurelio, önlerinde Guti ve sağ kanatta Quaresma vardı. Forvet arkasında Nobre, tek forvet Bobo'ydu. Kadronun doğru olmadığını ve dizilişin çok daha yanlış olduğunu düşünüyorum. Nobre'nin forvette oynamaması ve ortasahada kalması takımı savunma yönünden güçlendiriyor ama pas yüzdesi düşük Nobre, pas trafiğine zarar veriyor. Maça tek kanatla çıkmak, oyunu kısır bir alana hapsetti. Savunma gücü yüksek Kiev'in işine gelen bir durumdu bu.

Buna rağmen topa hakim olan taraf Beşiktaş'tı. Tek problem, hücumun yönlendirilememesiydi. Guti topu aldığında ilerde pas verebileceği adam sayılıydı, bu sayı da maalesef yalnızca birdi. Quaresma da aldığı toplarda çoğu zaman 2-3 kişinin savunmasıyla karşılaştı, bu da Beşiktaş'ı orta sahanın ilerisinde zayıf kıldı.

Beşiktaş oyuna hakim olsa da golü Kiev buldu. Korner'den gelen topa savunma müdahale edemeyince Kiev öne geçti. Beşiktaş bunun şokunu çabuk atlatığ beraberliği Quaresma ile sağladı. Bu sistemde Nobre'nin forvette oynaması takıma fayda sağlayabilir ama biçilmiş bu yeni görev, Brezilyalı oyuncuya bir kaç beden büyük.


İkinci yarıda da golü arayan Beşiktaş'tı ama Kiev'in sağlam kontraları gol sinyali veriyordu. Milevskyi ve Gusev ayağında iyi top tutabilen ve hareketli oyuncular. Ukrayna ekibinin ileri üçlüsü özellikle Köybaşı'nın olduğu kanadı felç etti. Bu bölgeye yakın stoper de hem ağır, hem de maç eksiği olan Ferrari olunca Kiev'in atakları verimli oluyordu. İkinci yarı da bir duran top daha ve bir gol daha geldi. Beşiktaş'tan beklediğimizi Kiev yaptı. Bu golün şoku atkatılmadan bir gol daha geldi. 3-1'den sonra takım moral olarak çöktü. Özellikle Hakan, Erhan, İsmail, Ferrari ve Nobre taraftarın da tepkisiyle iyice oyundan düştü.

3-1'den sonra Beşiktaş Bobo ve Guti ile ciddi pozisyonlar buldu ama Shovkovski, Hakan'a nispet yaparcasına kurtardı. Son dakikada Gusev, ceza sahasında yerde kaldı ve penaltıyı da gole çevirerek skoru 4-1'e getirdi.

Maçta kameralara yansımadığını düşündüğüm bir poziyonu paylaşmak istiyorum. Erhan'ın sakatlandığı bir pozisyonda, Hakan topu taça attı. Tedavi sonrası, Kievli oyuncu topu Beşiktaş kalesine yakın bir yerden taça attı. Shevchenko, o pozisyonda hemen, topu taça atan oyuncunun yanına geldi ve topu neden taça attın, kaleciye vermeliydin dedi. Bu olay, Shevchenko'nun sadece iyi bir futbolcu olduğunu değil, aynı zamanda güzel bir insan olduğunu da gösteriyor. Futbolcularımız bunları örnek almalı.


Maç dönüşü, radyoda Schuster'in istifa etmesi gerektiği ve tazminatı konuşuluyordu. Bugün de bir gazetede Fatih Doğan imzalı bir haber okudum. Schuster gitsin diyordu Doğan. Bu kadar basit mi? Başarılı değil, kabul ediyorum ama sabetmek gerekmiyor mu? Sonra bana yarın istikrardan bahsetmesin kimse. Bana Man Utd'ın, Ferguson tercihinde ilk 6 yıl hiç bir başarı yakalayamamasına rağmen İskoç hocaya sabretmesini örnek göstermesinler. Yarım yılda adamı gönderiyoruz. Basın, medya, köşe yazarları. Daha bilinçli olmalı. Beşiktaş için değil ülke futbolu adım atsın istiyorlarsa.

Son sözüm de taraftara. Hakan ıslıklandı, Aurelio ıslıklandı, Erhan girer girmez ıslıklandı, Nobre ıslıklandı, Köybaşı'nı dahi ıslıklayan oldu. Ayıptır, yazıktır. 3 gün sonra sahada kim olacak? Bu oyuncular giymeyecek mi yine Beşiktaş formasını? Ben Erhan'ı beğenmem, Hakan da iyi kaleci değil ama ıslıklamak çözüm değil. Oyuncunun moralini bozmaktan başka hiç bir işe yaramaz. Yarın İsmail, 2 maç üst üste kötü oynasa, o da ıslıklanacak. Peki sabır nerde? Futbolcuda istikrar isteyen biz değil miydik? Yılda 15 oyuncu gelip gitmesin bu takımdan diyen biz değil miyiz? O zaman oyuncumuzu ıslıklamayın. O zaman oyuncumuza küfretmeyin. Erhan'ı günahım kadar sevmem ama adam oyuna girerken ıslıklanmayı haketmiyor. Kavga eden İbrahim Üzülmez için tezahürat yapılırken, sahada ter döken adam ıslıklanmamalı...

2 yorum:

özdaş teoman dedi ki...

bazı "medya leşkerlerinin" schuster e tavrını anlayabiliyorum da BJK seyircisinin bu tezgaha gelmesine inanın çok şaşırdım..
arkadaşlar lütfen akıllı olalım yahu.. biz ilk defamı yenildik.. ya da son mu olacak... BJK doğru yolda.. en azından futbol olarak kesinlikle doğru yolda.. ama el insaf; hangi takımın bırakın bir yılı, 2 ay içinde başarılı olduğu görülmüş... bu takımın yarısı 2 ay öbür yarısı 6 aydır beraber oynuyor.... gerçekten duygusallığı bırakıp, takımımıza koşulsuz destek verelim..

aamet jr. dedi ki...

Shevchenko konusundaki gözlemin maçta benim de dikkatimi çekmişti. Ona ekleyeceğim bir şey de yine oyundan çıkarken deplasmanda galip olmasına rağmen öyle ayak sürüyerek değil de koşarak oyundan çıkmasıydı. Büyük oyuncu gerçekten.