İstikrar denince örnekler gösterilir. Man Utd'ın başarısız sezonlara rağmen Sir Alex'in arkasında durması ve sonrasında gelen başarıları, Arsenal'in her şeye rağmen Arsene Wenger ile yıllardır devam etmesi... Bu örnekler çoğaltılabilir, teknik direktör özelinde olmasa da Sevilla'nın, Lyon'un, Porto'nun oturttuğu farklı sistemler ve zamanında bunlara gösterilen sabırlar...
Ancak nedense iş bize düştüğünde bu olgunluğu gösteremiyoruz. Şimdiden Schuster ile olmuyor diyenler ortaya çıkmaya başladı. Gitsin diyenler çıkıyor, Schuster beceremiyor diyenler oluyor. Ben Schuster'i savunmuyorum, savunmak zorunda kalsam elimde çok sağlam kozlarım da yok değil. Ben dün Mustafa Denizli ile de yola devam edilsin diyordum, öncesinde Ertuğrul Sağlam ile de. Ben bu içini de kişisel olarak savunmuyorum, savunduğum tek şey istikrar.
Yarım sezonda adamı idam sehpasına götürüyoruz. Gerekçe: Başarısızlık. Evet bugün Beşiktaş'ın çok başarılı olduğunu söyleyemem ama Manchester da başarısız değil miydi?
"Başarılı olsa sesimizi çıkarmayız." İlk sezonunda başarılı olursa zaten istikrar için bekleme ihtiyacı duymayız. Zaten hedefe ilk sezonda ulaşılmış demektir. Artık hedef değiştirilir, büyültülür vs. Galatasaray, Rijkaard'ı gönderdiğinde de bu yüzden eleştirmiştim. Doğruyu yapıyordu, yeni bir sistem oturtmaya çalışıyordu ama ipi çekildi. Sonrasında daha mı iyi? Bugün Rijkaard'lı günlerden farklı mı? Bugün daha iyi değil.
Hoca eleştirilir, eleştirmek kolaydır da. Dün Bobo neden oynamıyor diyenler, bugün Almeida'yı UEFA için almadın mı? Bu adam dün Portekiz milli takımın Cristiano'nun önünde oynamadı mı diyor. Ahmet Çakar'ın son iki yazısını okuyun bakalım, neler demiş büyük düşünür. Örnek Ahmet Çakar'dı ama bir çoğu da benzer düşüncelere sahip.
Sanılıyor ki yeni takım hemen adapte olsun, kupalar kazansın, şampiyon olsun, Avrupa'da en az yarı final oynasın, onu ezsin, buna fark atsın, bir sonraki yıl da UCL'de yarı finale çıksın... Yok hocam. Man City'nin kadrosunun Man Utd'dan aşağı kalır yanı yok ama başarılı olamıyor. Yıllardır transfer şampiyonu oluyorlar ama başarı gelmiyor. Burdan olgunlukla "Hocam adaptasyon, oyuncuların birbirini tanıması gerek, sistemin oturması gerek" diyebiliyoruz. Barcelona için "Adamlar yıllardır beraber oynuyorlar, birbirini iyi tanıyorlar, gözü kapalı oynarlar" diyebiliyoruz ama söz konusu Beşiktaş olunca bunları unutuyoruz. Basın da unutuyor, taraftar da. Çok yazık!..
1 yorum:
istikrar konusunda seninle hemfikirim ama schuster konusunda malesef değilim.bunu sonuçlara bakarak söylemiyorum sakın yanlış anlaşılmasın.oyun felsefesine yada sahadaki dizilişlerine de bişey demiyorum ama istikrarı sağlayacak olmazsa olmaz kriterler schuesterde malesef yok.insanlarla olan ilişkisi nerdeyse sıfıra yakın.basınla desen o da öyle.geleceğe yönelik hamleleri hiç yok.adil değil.taktisyen değil.hatalarından ders almak gibi bir özelliğide yok.İşte böyle olunca onunla iyi oluruz umudu olmuyor en azından bende öyle.Yoksa bende bıktım hoca değişmekten..
Yorum Gönder