1 Şubat 2011 Salı

Fernando Torres


İngiltere'de gündem elbette Fernando Torres. Bir zamanlar hem Ancelotti'nin, hem de Chelsea'nin istediği adam artık Stamford Bridge'de.

Atletico Madrid'in 'El Nino' su daha 20 yaşındayken devleri peşinde koşturmaya başlamıştı. Altyapısından yetiştiren kulüp ona kaptanlığı bile vermişti. Chelsea'den, ManU'dan, Milan'dan gelen teklifler reddedilmişti. Ne Torres gitmek istiyordu ne de kulübün bu genç yeteneği vermeye niyeti vardı. El Nino Atletico Madrid efsanesi olarak mı kalacak derken pazuband olayı patlak verdi.


Fernando Torres'in Real Sociedad maçında kaptanlık pazubandı açılmış ve altındaki "You will never walk alone" yazısı görünmüştü. Bu yüreğini verdiği Liverpool'a olan bağlılığı mıydı yoksa transfer olmak için oynadığı basit bir oyun mu? Bunu zaman gösterecekti ve bu hafta gösterdi. Atletico Madrid'in sevgilisi, taraftara ihanet ederek ayrılacaktı. Takımın forması kadar, arması kadar değerli olan kaptanlık pazubandının altında bir başka sevgili yatıyordu. Madrid taraftarının sevgilisi gönlünde bir başka aşk besliyordu. Ya da öyleymiş gibi yapıyordu...

Torres 2007 yılında Madrid'den ayrıldı. 6 yıllık kontratıyla artık İngiltere'deydi. Takımı İspanyol dolduran Benitez en iyi transferlerinden birini yapmıştı.

Nando yeni takımına uyum sağlamakta zorlanmadı daha ilk yılında ligde 24 gol attı. Sonraki iki yıl da, ilk yılı kadar parlak değildi. Liverpool ligde mücadele edecek güçte değildi artık. Yıllarca şampiyonluğa hasret taraftar, teselliyi Şampiyonlar Ligi zaferleriyle buldu. Sonrasında Avrupa'da da artık eskisi kadar parlak değildi İngiliz ekibi. Fernando Liverpool ile şampiyonluğun gelmeyeceğini 3.5 yılda anladı. Bireysel başarıyı kupa ile süslemek gerektiğini biliyordu. Yıllar önce pazubandın altından sarkanlar koca bir yalanmış meğer.

Torres Chelsea'ye gitmek istediğini söyledi. Liverpool'un Suarez transferi gidebileceği sinyalleri verdi ama yine de gitmez gibi geliyordu. Gitti. Transferin son günü Roman bastı parayı kopardı "The Kid" Merseyside'dan. O artık Londra'nın çocuğu. O artık kırmızı değil, mavi...


Taraftar öfkeli. Fotoğraftaki küçük kırmızı kıyafetli çocuk yıllar sonra o anı nasıl hatırlayacak merak ediyorum. Henüz çok anlamamış gibi bakıyor ama büyüdüğünde tarihe tanıklık etmiş olacağını farkedecek.

Hiç yorum yok: