3 Mart 2009 Salı

Neresi doğru ki...


Fortis Türkiye Kupası; baştan sona yanlış bir kupa bu kadar olabilir...

Kupanın kendisine antipatim var zaten. Bu kadar çirkin bir kupayı nasıl yapabilirsiniz. Hollanda'nın tabak şeklindeki kupaları bile daha iyidir. Kupa dediğin güzel olmalı ama bizim kupanın kulpları Susam Sokağı'ndaki çirkin büyücünün kulakları gibi. Zaten ordan anlaşılıyor çirkin-kötü olduğu. Madem Susam Sokağı'ndan açtık konuyu; Kupa Edi olmasa da Büdü'nün kafası gibi olabilirdi mesela...


İlk tepkimin kişisel olduğunu varsayalım. Güzellik görecelidir...Nasıl bir zevkse artık; Belki hoşlarına gitmiştir deyip bırakıyorum ama ya fikstürü, statüsü. İçler acısı...

UEFA Kupası'ndan devşirme bir statü. Hani Avrupa için UEFA Kupası, Kupa2 ya bizim kupa2 de öyle mi olmalı...Nedir bu tek maçlı lig usulü. UEFA'da 40 takım var diye UEFA böyle bir uygulamaya gitti -ki durumun farkına vardılar ve değişikliğe gittiler- ya biz. Kaç takımla oynuyoruz?

20 takımı 5'erli gruplara yerleştirmenin ne mantığı var. Neden böyle bir uygulamaya gereksinim duyulur anlamıyorum...

Grupların ilk ikisi çeyrek final için kura çekimine katılıyor ama seri başı uygulaması yok. Grubu birinci bitirmenin hiç bir avantajı yok...(Sivasspor-Galatasaray)

Ayrıca aynı gruptan çıktığın takımla da gayet tabi eşleşebiliyorsun... (Beşiktaş-Antalyaspor)

İlginç tabi...

Bütün bunların üstüne yarı final müsabakalarının arası bu kadar açık. İkinci maç öncesi ilk maçın skorunun birisi tarafından hatırlatılması gerekiyor. Bu kadar sıkışık mı bizim fikstürümüz? Ya da kim karar veriyor buna; hangi zihniyetle...

Fikstürü belirleyen kişi EPL'nin ve İngiltere'deki kupaların fikstürünü belirliyor olsa; eminim sezonu bütün yıla homojen yayardı heralde...

Hiç yorum yok: