6 Mayıs 2012 Pazar

Galatasaray 2--2 Beşiktaş / Mücadele!


Süper finalde her hafta farklı bir hikaye üzerinden konuştuk. Daha başlarken, Galatasaray Saraçoğlu Stadı'na şampiyon gidebilir deniyordu. Sonra orada şampiyon olacak dendi. 4. Hafta Galatasaray, Trabzonspor'a puan kaybedince, Fenerbahçe Beşiktaş'ı yener ve Avni Aker'de şampiyonluk bekler dendi. Beşiktaş, İnönü'de kazanınca ibre tekrar Galatasaray'a döndü, TT Arena'da şampiyonluk bekledi taraftar. Daha maçın başında Fenerbahçe golü bulunca, umutlar kısmen söndü. Bir ara Burak'ın golüyle tekrar umutlansa da, istedikleri olmadı. Her anı başka bir heyecan içinde 90 dakika geçirdik.

Galatasaray - Beşiktaş maçını tek başına irdelemek ne kadar doğru olur bilemiyorum. Diğer maçın gidişatı, bu maçı net etkiliyordu. Taraftarı etkiliyor ama futbolcuları etkilemiyor demek yanlış olur. Skor 2-2'ye geldiğinde, diğer maç 3-1 olduğu için Galatasaraylı oyuncular kendi yarı sahasından çıkmadı. Çünkü 3-2 kazanmak ile 2-2 arasında bir fark yoktu ama 3-2 kaybetmek ipleri Fenerbahçe'nin eline verirdi.

Beşiktaş maça, Fenerbahçe karşısında kazanan kadro ile çıktı. Savunmada Hilbert-Toraman-Egemen-İsmail önlerinde Ernst-Veli-Fernandes, kanatlar Q7 ve Simao ve forvette Almeida. Toraman Sivok değişikliğiyle savunmanın ideal 5'lisi oluşturulabilir. Orta üçlü için de çok farklı alternatif yok bugün. Necip sakat, Aurelio'nun ciddi maç eksiği var. Diğer üçlü değiştirilmeye daha müsait. Simao ya da Almeida yerine Pektemek düşünülebilir. Hatta düşünülmeli. Bu sezon için geç, önümüzdeki sezon takımın ne olacağı belli değil. Kadronun ciddi değişebileceğini düşünüyorum.


Beşiktaş erken gol yedi ama aslında maça kötü başlamamıştı. Melo'nun kornerden gelen golünde hem savunmada adam paylaşım hatası, hem de Cenk'in hatalı çıkışı vardı. Gol, elbette hatalardan gelecektir. Önemli olan bunları sık yapmamak. Sezon başında duran topların en iyi takımı görünen Beşiktaş, sezon sonuna doğru hem hücum anlamında, hem de savunma anlamında çöktü.

İki takımın da birbirine üstünlük kuramadığı ancak Galatasaray'ın oyunu kontrol ettiği bir maç izliyorduk. İlk yarının çok büyük bir bölümü böyle geçti. İlk golün ardından en ciddi pozisyonu yine Galatasaray buldu. Emre Çolak'ın şutunu Cenk iyi çıkardı. Beşiktaş hücumda çok etkili olamıyordu. Oysa çok önemli bir silahı vardı ve bunu iyi kullanamıyordu. Almeida'ya şişirilecek topların yarısından çoğu ciddi pozisyon sağlayabilirdi. Ancak bunu iyi kullanamadı.


Özellikle ilk yarıda hakemin de büyük hatasıyla Beşiktaş top oynayamaz hale geldi. Zaten nazlanarak oynayan bir takım vardı, hakemin de etkisiyle topa dahi vuramaz hale gelmişti. Hatta bir zamandan sonra artık hakemle oynamaya başlamış ve maçtan hepten kopmuştu. Maçın özetini izleyen biri hakemi neden eleştirdiğimiz anlayamaz. Bunun için maçın tamamını izlemek ve oyunu nasıl yönlendirdiğini görmek gerekir. Beşiktaş'ın sadece ilk yarıda 3 ciddi kontra atağı kesildi. Birinde sarı kart çıktı ama bunu daha sonra da çıkarabilirdi, zira sakatlık yoktu. Bunlar ince çalışılmış hatalardı. Bir de anlamsız sarı kartlar. Simao'nun, Veli'nin, Egemen'in sarı kartları saçmalıktı. Bülent Yıldırım'ın bir gün heykeli yapılsa, elinde sarı kartla yapılırdı. Simao'nun pozisyonunu izleyenler için önemli bir not düşelim: Eboue çok şükür hayatta...

İlk yarının sonlarında bir frikik ve Selçuk'un ortasında Almeida'nın kafası. 2-0 Beşiktaş için oldukça kötüydü ve Galatasaray için ise büyük bir rahatlama. Artık beklenen gol için kulaklar Avni Aker'deydi. Üstelik Burak Yılmaz'ın golü de gelmiş ve umutlar yeşermişti.

İkinci yarı için Tayfur hoca büyük bir risk aldı. Fernandes ve Simao çıktı, yerine Holosko ve Pektemek girdi. Bir nevi diziliş değişmişti. Fernades'i çıkarmak büyük kumardı ve son dakikalarda gelen goller sayesinde kazanan Tayfur hoca oldu. Üstelik gollerin birini Holosko atmış, diğerini de Pektemek attırmıştı.

İkinci yarı top oynayan taraf Beşiktaş'tı. Galatasaraylı oyuncular artık golü Avni Aker'den bekliyordu. Beşiktaş gol arıyordu ama bu baskılı bir futbol anlamına gelmesin. Quaresma, daha derli toplu oynuyor ve Hilbert ile birlikte sağdan pozisyon arıyordu. Sol ölü taklidi yapınca, tutnacak tek dal sağ taraf kalmıştı. Beşiktaş gol ararken ciddi pozisyon bulamıyordu ama kalesinde bu bölümde ciddi bir pozisyon gördü. Elmander'in 57. dakikada kaçırdığı pozisyon, savunmaya soru işareti koydurmuştu.

Son 15 dakika Beşiktaş iyice canlandı. 77'de Quaresma'nın müthiş ortasında Pektemek boş pozisyonu değerlendiremedi. Bu bir sinyaldi ama çok geç kalındığını düşünmüştüm. Bir tane atar, 2-1 bitiririz diye düşünüyordum. 85. dakikada aranan gol geldi. Ernst'in akıllı pası, Quaresma'nın iyi ortası ve Holosko'nun kafası. Beşiktaş 2-1 yaptı. Benim, o aranan tek golüm buydu. Ancak daha bu golün tekrarını seyretmemiştik ki bu sefer soldan Pektemek geldi ve Ujfalusi'nin ters vuruşu ağlarla buluştu. Bu sefer gerçekten 2-2 olmuştu. Fenerbahçeliler'in sevinci bu gole değil Baroni'nin attığı goleydi ama. Skor 3-1 olmuştu.

Bu skorlardan haberdar olan Galatasaraylı oyuncular da önceliği haklı olarak gol yememeye verdi. Son dakikalar artık, bitse de gitsek havasındaydı. Taraftar da elde kalmasın diye şampiyonluk kutlaması için getirdiklerini ortaya çıkarmıştı. Hatta skor Beşiktaş'a da yarasa bir Strum Graz maçı daha izlemiş olurduk. Sonra mahkemelerde bu maç seyredilirdi artık.

Beşiktaş bugün muazzam bir mücadele örneği koymuştur. Hentbol ve sonrasında özellikle basketbolda gelen sağlam mücadele ve başarının ardından futbolda da galibiyet gelmese de taraftarı memnun edecek bir skor geldi. Önümüzdeki hafta içeride Trabzonspor maçı var. Kazanan Avrupa Ligi'ne direkt katılır, beraberlik Trabzonspor'a yarar. Bursaspor galip gelirse, maç gazozuna maça döner. Zaten Beşiktaş ve Trabzonspor bu Süper Final'in fasulyeden takımları değil mi?

2 yorum:

Adsız dedi ki...

Ben şunu anlamıyorum. Galatasarayın 3-2 yenmesi ile 2-2 beraber kalması arasında neden fark yok? Eğer yenseydik 49 puan olacaktık. Kadıköy'de berabere bile kalsak şampiyon bizdik. Ama şimdi yenmemiz dışında başka bir ihtimal yok.

Adsız dedi ki...

0,5 mevzusu varmış. Bir üstteki yorumu ciddiye almayın.