26 Mayıs 2012 Cumartesi

EURO 2012 A Grubu


EURO 2012 için yavaştan ısınmaya başlayalım. Yanda anket devam ediyor. Favoriniz ve desteklediğiniz takım için iki ayrı anket var. Hala cevap vermediyseniz, unutmadan oyunuzu alayım.

Şampiyonaya 16 takım katılıyor. 4 grupta mücadele edecek 16 takım ve ilk 2 sırayı alanlar bir üst tura çıkacak ve kalan 8 takım çeyrek final mücadelesi verecek. Kura çekimi yok, eşleşmeler sıralamaya göre belli olacak. A grubu ile B grubu, C grubu ile de D grubu çapraz eşleşecek ve yarı finalde de yine önceden belirlenen eşleşme statüsüne göre takımlar birbiriyle oynayacak. Çeyrek ve yarı final maçları eşit biçimde Ukrayna ve Polonya’da oynanacak, final maçı ise Kiev’de.Grupları tek tek inceleyelim. Bu yazıyı da A grubuna ayırmış olayım. Birinci torbadan Polonya, ikinci torbadan Rusya, 3’ten Yunanistan ve 4. Torbadan da Çek Cumhuriyeti geldi. Kâğıt üzerindeki en kolay grup. Elbette kısmen öne çıkanlar var ama takımların güçleri birbirinden çok uzak değil. Bu sayede çekişmeli maçlar izleyebiliriz.


POLONYA
Grubun net favorisi yok. Polonya ev sahibi olmanın avantajını kullanmaya çalışacak. 70-80’li yıllardaki başarılarından sonra kontak kapatan bir ülke. 90’lardan itibaren turnuvalarda çok başarılı oldukları söylenemez. 2002 ve 2006 Dünya Kupaları’nda ilk turda turnuvaya veda etmişlerdi. Euro 2008’de ise yine grup aşamasında evlerinin yolunu tutmuşlardı. Bu şampiyonaya katılmak için eleme oynamadılar. Ev sahibi avantajını kullanarak geldiler.

Hocaları tecrübeli bir isim. 63 yaşındaki Franciszek Smuda. Kariyerinde Wisla Krakow, Lech Pozman ve Legia Warsaw gibi takımlar var. 2009’dan itibaren de Polonya milli takımının hocalığını yapıyor. Kariyeri şampiyonlularla dolu olmasa da Polonya liginde yaşadığı 3 şampiyonluk dikkat çekiyor. Smuda’nın kariyerinde dikkat çeken bir başka nokta ise 89-93 yılları arasında Altay ve Konyaspor’u çalıştırmış olması.

Polonya futbolu 70'li 80'li yıllardaki başarısından çok uzak. Hem kulüp bazında, hem de milli takım bazında başarıda ciddi düşüş var. 92’deki Olimpiyat ikinciliği sonrası 2000’lerden itibaren biraz daha derli toplu görünüyorlar. Bugün kadrolarında tanıdık isimler var. Turnuvanın 26 kişilik aday kadrosunda en sağlam bölge kale gibi görünüyor. Arsenal’in as ve yedek kalecisi Szczesny ve Fabianski, milli takımın da kalesini koruyan isimler. Savunmada Dortmundlu Piszczek, Sochaux’lu Perquis, Bremenli Boenisch ve Anderlecht forması giyen Wasilewski öne çıkan isimler. Ortasahada Jakub Blaszczykowski, Obraniak, Mierjewski, Dudka, Murawski Avrupa’da forma giyen, fena sayılmayacak kalitede oyuncular. Bizim yakından tanıdığımız Grosicki de kadroda ve hiç de fena sayılmaz. Forvette Dormund’un sağlam forveti Lewandowski’ye güvenecekler. Brozek’lerin Pawel’inni de listede bulunduğu diğer forvetler bir, hatta birkaç çıt altta. Hemen belirtelim geçen sezon Trabzonspor forması giyen stoper Glowacki yedek kadroya dahil edildi.

Polonya denince akla gelen, an azından benim aklıma gelen Zewlakow, Jacek Bak, Smolarek, Waldoch, Zurawski, Frankowski, Olisadebe ve Kosecki’yi hatırlatayım ve Rusya’ya geçeyim.

RUSYA

Grubun belki net favorisi yok ama en iyisi de Ruslar gibi görünüyor. Hem formda oluşları, hem kadroları, hem de hocaları itibariyle diğer takımlara nazaran daha güçlü duruyorlar. Tarihin tozlu sayfalarını açarsak Ruslar hakkında çok şey yazmak durumunda kalırız. Son iki Dünya Kupası’na katılamamış olsa da özellikle 50’li-60’lı yıllarda adından fazlasıyla söz ettirmişti. Sonrasında da en azından katılma başarısı göstermişti. Son olarak 2002 Dünya Kupası’nda boy gösterdi ve gruplarda takıldı. Avrupa Şampiyonası’nda ise daha başarılı: 2008’de yarı finalist olmuşlardı. 60’ta da Fransa’da düzenlenen turnuvada şampiyonluk ipini göğüslemeyi başarmışlardı.

Kadrosu Polonya ile karşılaştırılmayacak kadar sağlam. Oyuncuların neredeyse tamamı Rusya Ligi’nde oynuyor olsa da kaliteli bir oyuncu profiline sahip. Sezonu Fulham’da tamamlayan Pogrebnyak ve Sporting forması giyen Marat İzmailov lejyonerleri. Kalede Akinfeev gibi sağlam bir kaleci var. Zenit’in kalecisi Malafeev de gerektiğinde sorumluluk alabilecek potansiyelde. Savunmada Ignashevich, Berezutskiy, Anyukov ve Zhirkov gibi üst düzey oyuncular var. Orta sahada Izmailov, Dzagoev, Zryanov, Shirokov, hücumda ise Arshavin, Kerzhakov, Pavlyuchenko, Pegrobnyak gibi kaliteli isimler var. Peki bu oyuncular takım mı? Advocaat hiç de fena sayılmaz. Slovakya, Ermenistan, Irlanda gibi takımların bulunduğu eleme grubundan birinci çıktılar. Rakipler çok zorlu değildi ama birinci çıkmış olmaları küçümsenmemeli.

Aleksei Berezutskiy takımdaki yerini alırken Vasili kadroda yer bulamadı. Spartak’a dönüş yapan Bilyaletdinov da kadroda yok. Lokomotifli Torbinskiy ve Spartaklı Sheshukov da Polonya’ya götürülmeyecek diğer isimler.

Yine şöyle bir maziye gidelim ve Onopko, Karpin, Beschastnykh, Semak, Mostovoi, Kiryakov, Kolyvanov, Kanchelskis, Nikiforov ve bir dönem Beşiktaş forması da giymiş Khlestov’u hatırlayalım.



YUNANİSTAN

Yunanistan’da mili takım bazında futbol 2004 öncesi ve sonrası olarak ikiye ayrılabilir. Yunanistan’ın milli takımlar düzeyindeki tarihini hepimiz hatırlarız. Öncesi muhtemelen “Biz 1973’te Almanya’yı ne güzel yenmiştik” ten ibarettir. Sonrası ise müthiş: Savunma futbolu ve gelen Avrupa şampiyonluğu. O günden sonra da ciddiye alınır bir ekip olarak hafızalarda kalan Yunanistan.

Hocaları 2010’dan beri görevi sürdüren PAOK’un ve AEK’in eski hocası Portekizli Fernando Santos. Turnuvaya Hırvatların ve İsrail’in önünde grubu lider bitirerek doğrudan katıldılar. Gruptada Rusya ile birlikte ikinci tura yakın takım.

Kadrosunun Rusya kadar sağlam olduğunu düşünmüyorum. Polonya ile kıyaslandığında da daha iyi. Kalede Sifakis ve Tzorvas var. Eskisi kadar sağlam değil bu bölge. Savunmada Bremen forması giyen Papastathopoulos, Schalke’li Papadopoulos, Olympiakos’lu Torosidis iyi isimler. Ortasahada bir dönemlerin büyük beklentisi Karagounis, Katsouranis ve yıldız adayı Sotiris Ninis. Hücum ise görece daha sağlam: Samaras, Salpingidis, Gekas. Kadroda yer bulamayan tanıdık isimler de var: APOEL’in kalecisi Chiotis, PAO’lu Vyntra ve Charisteas.

Yunan futboluyla özdeşleşmiş, hatırlanması gereken isimler ise Zagorakis, Basinas, Dellas, Kapsis, Apostolakis, Nikopolidis, Giannakopoulos, Machlas, Nikolaidis ve Seitaridis.



ÇEK CUMHURİYETİ

Çok sağlam bir futbol ekolü. Çekoslovak ekolünden gelen Çekler 94 yılından beri Çek Cumhuriyeti adı altında futbol sahnesindeler. Daha yeni kurulmuş bir takımken 96'da final oynamaları onların ne denli güçlü olduğunu gösterdi. Nedved, Berger, Kuka, Pobosky, Bejbl, Kadlec ve Hornak gibi müthiş bir jenerasyon ve Avrupa şampiyonlası finali. Çek Cumhuriyeti için film bundan daha iyi başlayamazdı. Sonrasında bunun kadar büyük başarı yakalayamadılar ama 2004'te bu sefer Portekiz'de yarı finale kadar geldiler. Bu sefer kadro bambaşkaydı Cech, Grygera, Ujfalusi, Jankuovski, Rosicky, Baros ve Koller vardı. Poborsky ve Nedved ise olgun çağındaydı.

Şimdi kadro yine bambaşka. Bu sefer Nedved, Poborsky gibi isimler yok. 2004'ün oyuncuları da artık yaşlı. Kimi için olgun çağı, kimi için ise çok şey bitti. Cech, Drobny, Michael Kadlec, Sivok, Limberky, Rosicky, Plasil, Hübschman, Necid ve Baros bugün kadronun öne çıkan isimleri. Yine fena sayılmaz ama hem gruptaki rakiplerinin altında, hem de eski Çekler'in.

Turnuvaya play-off sonunda geldiler. İspanya'nın arkasından grubu ikinci bitirdiler. Hoş zor bir grup değildi. İskoçya, Litvanya ve Liechtenstein'i geride bıraktılar. Play-off'ta da Karadağ ile eşleştiler ve 2-0 ve 1-0 ile geçip turnuvaya geldiler.

Michael Bilek'in talebelerinin işi zor. Grup zor değil ama onlar da eski gücünde değil. Bir üst tura çıkmaları için çok çalışmaları gerekecek. Favori değiller.

1 yorum:

Adsız dedi ki...

Güzel değerlendirme eline sağlık.