3 Şubat 2010 Çarşamba

Demirören'e rağmen Beşiktaş


Beşiktaş Başkanlığına yine Yıldırım Demirören'in seçilmesi üzerine bir kaç gün önce yazacaktım ancak sinirlerimin biraz yatışmasını bekledim. Duygusallıktan kısmen de olsa kurtulup öyle yazmak istedim.

Bugün kısmen o kıvama geldiğimi düşünüyorum. Yine biraz duygusallık var üzerimde elbette. Söz konusu Beşiktaş olunca bu kadarından da arınmam pek mümkün görünmüyor.

Kaç milyon olduğunu bilmediğim Beşiktaş taraftarının eminim ki %80'den fazlası Başkan'ın Demirören olmasını istemiyordu. Aksu ya da bir başkası; Eminim ki çoğu Beşiktaşlı için çok da önemli değildi. Önemli olan isminin Yıldırım Demirören olmamasıydı...

Bir gün Bektaşi'nin birine iki şarap vermişler ve en kötüsü hangisi seç demişler. Bektaşi birini içtikten sonra bu demiş. Yahu nerden biliyorsun belki öbürü daha kötü, diğerini de iç öyle karar ver demişler. Yok! Gerek yok. Hayatta bundan daha kötü hiç bir şey olamaz demiş...

Bu şartlarda girilen seçimde Aksu yanlış politika izledi, şunu yapsaydı, bunu yapsaydı demeyeceğim. Demeye de gerek yok zaten. Herhangi biri her şartta bu seçimi kazanmalıydı; Kazanamıyorsa bu Beşiktaş'ın ayıbıdır. Beşiktaş Kongresi hala Demirören'e güveniyorsa Beşiktaş her türlü şeyi hakediyor demektir...

Anlam vermediğim ve gerçekten üzüldüğüm nokta burasıdır. Oy veren 4000 insan neyi dinledi de ikna oldu?

Mali tablo mu? Kulüp her geçen gün daha da dibe batıyor...

Sportif başarı mı? 6 yılda kazanılmış tek şampiyonluk. Avrupa'da hüsran hatta eziyet...

Amatör branşlarda başarı mı? Basketbol takımı kadrosundaki toplam 5 oyuncuyu bir sonraki sezon takımda tutamıyor. Yatırım yok, kendi yağında kavrulmaya çalışıyor ama olmuyor. Voleybolda durum daha da vahim. Hentbol dışında hepsinin hali harap...

Hani tüm bunlara rağmen kulüp gelecek vaadeder buna da eyvallah denir ama o da yok... Özellikle futbol takımında son dönemlerde taraftarı utandıran bir çok olay olmadı mı? Tabata'nın 8 milyon€'ya alınması, Liverpool'dan 8 yenilmesi, Drpiç'in alınıp, sonra disiplinsizlik yüzünden vazgeçilmesi; o olmadı yerine Gordon'un alınması, Gordon'un gözü bozuk diye yollanması ve bu oyuncunun bu sezon başka takımda Galatasaray'a karşı forma giymesi...

Tüm bunlar göz önündeyken neden ve nasıl oy atılabilir Demirören'e?

Bu adam 3 yıl daha başımızda maalesef. Onu bugünden sonra değiştirmemiz mümkün değil. Beşiktaşımızı bu yaramaz çocuktan kurtarmak da pek mümkün görünmüyor. Sadece isteklerimiz, dileklerimiz ve umutlarımız var. Uzun süre bir şeyleri değiştirebilmek adına savaş vermiş bir çok arkadaşım dükkanı kapattı. Ben buna niyetli değilim. Tadımız tuzumuz kaçtı ama bizler kaçmamalıyız. Duygusallığı bir kenara bırakıp bildiğimiz yolda yürümeliyiz...

Bir gün ormanda yangın çıkmış ve karıncanın biri de ağzına aldığı bir damla suyla yangına doğru yürüyormuş. Onu gören kamlumbağa, karıncaya ne yaptığını sormuş. Karınca da yangını söndürmek için su taşıdığını söylemiş. Kaplumbağa, o bir damla suyla yangını söndürebileceğini mi sanıyorsun demiş. Karınca, "Yangını söndüremeyeceğimi biliyorum ama en azından safımı belli ediyorum." demiş...

2 yorum:

Adsız dedi ki...

inan yanan beşiktaş olsaydı karınca kahrından bir damla suyu taşıyamazdı elveda beşiktaş

Şairler Parkı dedi ki...

savaş alanı terkedilmez. eline-yüreğine sağlık

marmara