25 Ocak 2009 Pazar

Crossing the divide


FIFA.com'dan güzel bir yazı. Ezeli rakiplerde oynamış oyunculardan bahsetmiş. Roberto Baggio'dan, Luis Figo'dan, Ronaldo'dan bahsetmiş...

Sınırları daraltıp Türkiye'yi ele alalım; Benim aklıma ilk gelenler Tanju Çolak, Tümer Metin, Emre Belözoğlu. Elbette bunlarla sınırlı değil Haim Revivo, Fatih Akyel, Okan Buruk, Rüştü Reçber diye bu liste uzar gider...

Dünyanın hiçbir yerinde taraftar bu transferleri olgunlukla karşılamaz. Bu konuda ben Çarşı'ya da laf etmem, Ultraslan'a da bir başkasına da. Taraftar o kadar profesyonel değildir. En olgun Galatasaraylı bile Emre'ye kızgındır. Ayağı kırılsın dememiştir ama Emre'nin üzerine karakalemle çizgiyi çekmiştir...

Futbolcu vardır profesyonelim der gider, futbolcu vardır bu iş gönül işidir der gitmez. İkisine de birşey demem. Ben gidip de o takımın taraftarına yaranmaya çalışana kızarım. Yusuf küçükken Beşiktaşlıymış, banane... Metin Tekin küçükken Beşiktaşlı değildi ama ben onu severdim. Pascal Nouma küçükken Beşiktaş'ı bilmezdi bile ama ben onu da severdim. Yusuf, küçükken Beşiktaşlı olsa ne olmasa ne. Küçük düşürmeyin kendinizi. Sadece Yusuf değil bunu yapan, güncel olduğu için bu örneği verdim...

Merak ediyorum, acaba Luis Figo Real'e imza attığında küçükken Real Madrid'i tutardım demiş midir?

1 yorum:

kutay dedi ki...

fıgoyu bılmıyorum ama rustunun barca'ya ımza attıgında her zaman katalanların mucadelesını desteklemısımdır mealında bır cumle kurdugunu hatırlıyorum..
mehmet okur'un da kucuklugumden berı detroıtlıyım demiştir. wıld boys tabı o zamanlar haklı gerci.