Bugün Beşiktaş'ın yeni transferlerinden bahsetmek isterdim ama Türk futbolunun üzerindeki kara bulutlar buna bir süre daha izin vermeyecek gibi. Buna "kara bulut" demek ne kadar doğru, emin değilim. Fenerbahçe başkanı ve yöneticisi tutuklanmışken, Eskişehirspor teknik direktörü ve menajeri tutuklanmışken, Beşiktaş'ın yöneticisi ve teknik direktörü göz altındayken, Trabzonspor'un başkanı kefaletle serbest bırakılırken kara bulut üzerimizde demek kolay değil. Kara zifir meğer içimizdeymiş...
34 hafta boyunca buralara birşeyler yazdık, siz okudunuz. Yeri geldi eleştirdiniz, yeri geldi hemfikir oldunuz. Başka platformlarda tartıştık, birbirimizi kızdırdık, sevindik, üzüldük, ağladık. Sitem ettik, haykırdık. Sarıldık, suskun kaldık, kızdık. Ve daha hatırlamadığım onlarca duygu yaşadık. İşte bu duygular var ya... Hepsi yalanmış...
Sadece geçen seneki değil, öncesi de yalandı belki de. Yıllar öncesi de. Çocukken gönül verdiğimiz takım yalandı belki de. Geçmişi suçlamıyorum ama çok da temiz görünmüyor bugün.
Sadece kulüpler mi? Değil. Federasyon da çirkin. Hala kulüplerin mali durumunu ön planda tutan ve bunu maalesef dile getiren bir TFF başkanımız var. Önceki başkan şu sıralar sorguda olabilir. Sonrası Allah kerim. Daha öncekiler de denetim bu kadar sıkı olmadığından dışarda belki de. Bilmiyoruz ve bilemeyeceğiz.
TFF Başkanı dün umutvar konuşmadı maalesef. Kurumlar ve kişileri karıştırmamak dedi. Ne demek istediyse artık. Yarın Fenerbahçe'yi cezasız geçiştirdiğinde, hepsi Aziz Yıldırım'ın suçuymuş, cezasını çekiyor, ligi temizledik "Aziz Yıldırım, tü sana yazıklar olsun" mu diyecek? Aziz Yıldırım, Aziz Yıldırım olduğu için mi içerde? Yoksa Fenerbahçe kulübü başkanı olduğu için mi? Ya da Bülent Uygun neden içerde? Bu adamlar şikeden içeri alınmadı mı? Kişisel menfaat mi diyeceğiz?
Ya da statta küfreden taraftarın yüzünden kulübe para cezası gelmiyor mu? E hani kulüple kişi karıştırılmamalıydı? Komik açıklamalar bunlar.
İtalya Futbol Fedrasyonu Juventus'u düşürmeseydi, Milan'ı cezasız bıraksaydı bugün Serie A eski günlerinde olurdu. TV kanalları onu naklen yayınlamak için kıyasıya yarışırdı. Hatta Digitürk çoktan bağlamış olurdu. Ama İtalyanlar takımlarının ya da liginin maddi durumlarını düşünmediler. Gözünün yaşına bakmadan attılar ikinci lige. Avrupa'daki dinamoyu sallandırdılar. En azından bugün daha temiz bir lig izlediklerini biliyorlar.
Ben, hakettiyse takımımı Bankasya'da seyretmeye razıyım. Maddi olarak da çöksün, yerin dibine girsin umrumda olmaz. Ben skoru önceden belirlenmemiş maç izlemek istiyorum. Ben şampiyonu belli olmayan lig izlemek istiyorum. "Yalan rüzgarı" seyretmek istemiyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder