Önümüzdeki hafta El Clasico var. Hatta El Clasico'lar başlıyor bile diyebiliriz. El Clasico öncesi hep yıldızlaşanlar, derbide en çok gol atanlar, en fazla süre alanlar konuşulur. Barça ve Real'in iyileri konuşulur. Biz Barça ya da Real forması giymiş ama bu forma altında potansiyelini gösterememiş oyunculara göz atalım.
10 numarada Jose Antonio Reyes var. İspanyol oyuncu Sevilla'nın yetiştirdiği sağlam adamlardan biridir. 2004 yılında yuvadan uçup Arsenal'e katıldı. 2006-07 sezonunda Real Cesc ile Reyes'i Arsenal'den koparmak istedi ama İngilizler dirençli çıktı. Reyes, Baptista karşılığında 1 yıl kiralandı. Real'de çok kötü performans gösterdiği söylenemez ama Madrid ekibi için vazgeçilmez bir isim de olmadı. O yılın sonunda Wenger, takımında görmek istemeyince Reyes Madrid'te kaldı ancak yolu Vicente Calderon'a düştü. Yıllardır futbol piyasasında, yaşına bakmasak 30'u geçmiştir deriz ama henüz 27.
9 numara Gaizka Mendieta. Bilbao'da doğdu ama bir yıl sonra Valencialı oldu. Biz onu Valencia formasıyla tanıdık. 9 yıl terletti bu formayı. Valencia'nın Rafa'lı döneminde takımın en iyilerinden biriydi. 2001 yılında sağlam bir transfer yapacağı belliydi. Nedved ve Veron'u aynı anda kaybeden Lazio, gözünü bu yıldıza dikti ve tam 48 milyon € karşılığında Mendieta'yı Roma'ya getirdi. Bu transfer dünya tarihinin en pahalı 6. transferi. Ancak Lazio'da isteneni veremedi. Eski Mendieta'dan çok uzaktı. Bir yıl sonra Barça'ya kiralandı. Barça'da küllerinden doğması beklenirken olmadı. Barça bir sonraki sezon ilgilenmedi İspanyol oyuncuyla ve Gaizka, Middlesbrough yolunu tuttu. İngiltere'de 5 yıl oynadı ve sonrasında futbola veda etti.
8 numara Gravesen. 2004-05 sezonu ara transferinde Madrid'li oldu. Everton yıl sonu serbest kalacak oyuncusundan en azından 2.5 milyon € kazanmak istedi ve sattı. Gravesen'i Madrid'te başarılarıyla değil de kavgalarıyla hatırlıyoruz. Sacchi ile Luxemburgo ile tartıştı. Antrenmanda Robinho ile kavga etti. Tamam Robinho da sütten çıkmış ak kaşık değil ama bu Danimarkalı da tekin biri diyemeyiz. Nitekim Madrid'te olmadı.
Barça yönetimi bugün Arsenal yönetimine tepkili. Neymiş efendim altyapıdaki oyuncuları kaçırıyorlarmış. Arsenal'in çok haksız olduğunu söyleyemem, zira üstyapıdaki tüm Arsenalliler de Barça'ya gidiyor. Bunlardan biri de Hleb'ti. 2008 yılında İspanya'nın yolunu tutan belaruslu oyuncu, Londra günlerinden çok uzaktı. Hleb'in bonservisi o gün bugündür Barcelona'da ama geçtiğimiz yılı Stuttgart'ta geçirdi, bu yılı da Birmingham'da geçiriyor. Kısacası Barcelona'da olmadı.
Fabio Rochemback 2 yıl Barcelona forması giydi. Hakkında en iyi hatırladığım şey uzaktan sağlam şutlarıydı. Bu adam da Barcelona'da oynadı mı demeyin, o dönemki Barcelona'nın bugünküyle uzaktan yakından alakası yoktu. Hoş, bugün olsa daha iyi oynardı.
5 numarada tanıdık bir isim var: Simao Sabrosa. Simao için "Figo'dan sonraki, Ronaldo'dan önceki yıldız" tabiri kullanılır. Sporting'in yetiştirdiği muhteşem yıldızlardan biriydi. Daha 17 yaşında Sporting formasını giymeye başladı ve yirmisinde Nou Camp'a ayak bastı. Performansı kötü müydü? Değildi ama beklenti yüksekti işte. 2 yıl sonra tekrar Portekiz'e döndü. Bu kez Benfica forması giydi. Benfica'daki başarılı günlerinin ardından tekrar İspanya'ya gitti. Atletico Madrid'te kaptanlığa kadar yükseldi ve sonrasında bu devre arasında... Hikayenin gerisini biliyorsunuz zaten.
Julüo Baptista. Sevilla'dan çıkan bir başka yıldız. Bu oyuncuyu aslında, Sevilla'da oynayıp başka yerde oynamayan oyuncular başlığı altında da inceleyebiliriz. Sevilla'dan 25 milyon € bonservisle Real'e geldi. Real'de biri Arsenal'de kiralık olmak üzere 3 yıl forma giydi. Bu dönemde kötü değildi ancak istikrarsızdı ve diğerleri gibi beklentilerin altındaydı.
Geovanni. Bu oyuncular arasında en az tanınır isimdir muhtemelen. Oysa tam 21 milyon € karşılığında Barça forması giydi. "O kimdi ya?" diyenlere hatırlatayım. Hani Hull City'de oynayan Geovanni var ya. İşte o. Evet ta kendisi.
Listenin 2 numarasında yine tanıdık bir isim var: Ricardo Quaresma. Sporting'in dünya futboluna sunduğu bir başka güzel insan. O da Simao gibi 20 yaşında Barcelona'lı oldu. Onun kariyeri de yine Simao gibi benzer yolları izledi. 1 yıl Barça forması giydi ve ertesi yıl Deco'yu almak isteyen Barça, onu gözden çıkarmak zorunda kaldı. Quaresma Portekiz'de yine eski günlerine döndü. Sonrasında Inter, Chelsea derken şimdi bizim Q7'miz.
Listenin başında Javier Saviola var. River'dan 15 milyon Pound'a Barcelona'ya gitti. Bu çocuk büyük adam olacak dedik. Ama sonra olmadı, işler Arjantinlinin istediği gibi gitmedi. İki yıl kiralandı. Sonra diğer deve, Real'e gitti. Orda da olmadı. Şimdi Benfica'da kupaya koşuyor.
Bu oyuncuların çoğu, genç yaşta bu iki devden birinin formasını giymiş ve sonrasında bekleneni veremediği için gönderilmiş oyuncular. Bu oyuncular, genç yaşta Sir Alex ile çalışmış olsalardı, bugünkünden çok daha büyük yıldız olurlardı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder