Premier Lig'de güzel gelenekler vardır. PFA, her ay, ayın menajerini, futbolcusunu ve genç futbolcusunu seçer. Bu prestijli bir ödüldür. Aylık olması sebebiyle bir ay bu ödülü almış olmak büyük anlam ifade etmese de, aylık çerçevede ciddiye alınır bir ödüldür. PFA'nın aylık değerlendirmeleri de dikkate alınarak Premier Lig'de bu yıl kendinden söz ettirmiş genç yeteneklere bir göz atalım. Öncelikle şunu söylemekte fayda var ki genç yetenekten kastımız 16-17 yaşındaki gelecek vaad eden oyuncular değil. Halihazırda forma giyen ve yaşı 20 dolaylarında olan oyuncular.
Andy Carroll, bu sene genç yetenek dendiğinde İngiltere'de ilk akla gelen isim. Zaten devre arasında çok sağlam bir bonservis bedeliyle Liverpool yolunu tuttu. Newcastle United, genç golcüsünü başka türlü bırakmazdı. Carroll, sevmediğim uzun pivot santrforların aksine top tekniği yüksek ve gole yakın bir oyuncu. Maçı izleyen biri Carroll'ın her an gol atabileceğini kolaylıkla kestirebilir. Pozisyon alma özelliği oldukça iyi ve bileği yumuşak. Liverpool çok para ödedi, bu paraya bence de değmez ama L'Pool için de oldukça faydalı olur. Ayrıca Andy, İngiltere milli takımı için de Capello'nun yüzünü güldüren isimlerden biri.
İkinci isim Gareth Bale. Türkiye'de çoğunluk Inter maçlarından tanıyor. Oysa Bale bu performansını çok maçta gösterdi. Inter maçlarının gizemi Maicon ve UCL'nin popülaritesinden geliyor elbette. Tribünlere, "Maicon'a taksi" dedirten çocuk işte bu. Bale inanılmaz hızlı bir adam. Üstelik iyi de orta kesiyor. Bekte oyyanabildiği gibi açıkta da oldukça başarılı. Spurs'un genç yıldızı elinde tutması zor görünüyor. Bale, kulübüne sadık olduğunu dile getirse de Real, Barça, Manu gibi takımlar onun da aklını karıştırmakta zorlanmaz. Bu arada Bale ile Walcott'un Southampton'dayken aynı odada kaldığını da belirtmeden kapatmayayım konuyu. Bir odada iki Usain Bolt...
Sırada İngilizlerin yeni ortasahası Jack Wilshere var. Şimdiden Capello için vazgeçilmez haline geldi. İtalyan hoca bir sonraki turnuvada Jack'in oynayacağını ve muhtemelen 2014'te takımın Jack'in üzerine kurulacağını söylüyor. Arsenal için de bir o kadar değerli. Wenger, büyük ihtimalle bu yaz Cesc'in takımdan ayrılışına engel olmayacaktır. Çünkü elinde Wilshere ve Nasri gibi iki sağlam adamı var artık. Yıllarca kaleci sıkıntısı çeken İngilizlere, aradıkları kaleciyi Man City'nin sunacağını söyleseler kimse inanmazdı sanırım. Takımın her yerine milyonları saçtılar ama kalede Joe Hart'a güvendiler. Doğru da yaptılar. Parayı basıp Akinfeev'i alabilirlerdi ama bu sefer geleneği sürdürmedi City. Joe Hart, bugün milli takım için de, City için de değerli bir kaleci. Şampiyonluk için kurulacak her takımda güven veren bir kalecidir.
Ahmed Elmohamady muhtemelen bu oyuncular arasında adı en az duyulan. Sunderland'ın Mısırlı savunmacısı sağdan iyi çıkışlar yapıyor ve beklenin üzerinde oynuyor. Sunderland muhtemelen onu alırken bu kadar iyi çıkış yakalayabileceğini düşünmemişti ama bugün takım için değerli bir oyuncu. Bu performasını sürdürürse EPL'de uzun yıllar seyrederiz.
Son olarak Man Utd'ın Meksikalı forveti Hernandez. Bu ismiyle tanımıyor olanlarla lakabını paylaşayım: Chicharito. Minik bezelye, bugüne kadar beklentilerin çok üzerindee bir performans sergiledi. Sir Alex, onu, Nani'yi ve Anderson'u beklediği kadar beklemek zorunda kalmadı. Kısa zamanda takıma adapte oldu ve oyuna girdiğinde Old Trafford tribünlerini heyecanlandırmayı başardı. Bu kadro yapısında Solksjaer gibi görünüyor ama Fergie yakın zamanda onu ilk 11'ine monte edecektir.