27 Aralık 2010 Pazartesi

Beşiktaş'ın yıldız transferleri ve transfer plansızlığı


Devre arası transferinden hayır gelmez diyen halt etmiş. Daha 2 yıl önce Ernst bu takıma devre arasında geldi ve takımın şampiyonluğunda büyük katkı sahibi oldu...

Beşiktaş bu sezon şampiyon olur demiyorum. Çok büyük ihtimalle şampiyon olamayacaktır. 14 puanlık fark ve önündeki 4 takım Siyah-beyazlıları hedeften uzak tutuyor. Tutunulabilecek tek nokta topun yuvarlak oluşu...

Simao, Almeida ve Fernandes. Hepsini ayrı ayrı incelemek gerekir. Sabrosa kendini ispat etmiş ve bu diyarlarda ne işi var sorusu sorulabilecek bir oyuncu. Muhteşem bir kariyeri ve formda bir sezon. Almeida, golcü sıkıntısı çeken Portekiz’in son dönemlerde yetiştirdiği en iyi golcülerden biri. Benim sevmediğim bir tipte oyuncu ama sıradan değil. Unutulmamalı ki Beşiktaş ile birlikte Real Madrid ve Lazio da yakından ilgileniyordu. Fernandes, sağlam bonservis bedelleriyle İngiltere ve İspanya’ya transfer oldu. Portekizliden beklenti çok büyüktü, performansı beklentilerin biraz altında kaldı. Kiralık anlaşılmış bir oyuncu, sezon sonu beğenilirse ve mali engeller olmazsa alınır, diğer türlü teşekkür edilip gönderilir. Bu arada Simao ve Almeida’ya ödenen toplam 3 milyon €’nun da bu oyuncuların değerinin çok altında olduğunu söylemek lazım. Sezon sonu sözleşmeleri bitmiyor olsa bu paralara çakmaları bile alınamazdı.

Gelelim madalyonun diğer yüzüne. Bu oyuncuların gelmesi demek Zapo, Fink ve Tabata’nın gitmesi demek. Olayı buna bağlayarak bu üçünün maliyetini 30- 40 milyon € çıkaracak değilim. Bugünlerde bu tarz saçmalıkları fazlasıyla okuyoruz. 3 yılda alacakları paralar, gidenlerin bonservis bedelleri, gelenlerin bonservis bedelleri toplanıyor sonra bana maliyet çıkarılıyor. Gazeteler ve internet siteleri bunları yazarsa Elano’yu 8’e alıp 3’e satan Adnan Polat, gönül rahatlığıyla 5 milyon € kar ettik der. Kimse de bir şey diyemez.

Beşiktaş’ın şu anda 14 yabancısı var. Kural bildiğimiz gibi maksimum 10 yabancıya müsaade ediyor. Yıllar sonra şu halimize gülebiliriz. Devre arası yapılan transferler ve elden çıkarılamayan futbolcular. Ortada bir plansızlığın olduğu aşikar. Beşiktaş, bu plansızlığın bedelini acı bir şekilde ödemek zorunda kalabilir. Zapo, Tabata ve Fink’i gönder gitsin demek hem kolaycılık olur hem de yanlış. Öncelikle bu oyuncuların gönderilmesinin zor olduğunu kabul etmek gerekir. Çünkü bu adamlar burada kazandıkları parayı başka yerlerde zor kazanırlar. Hatta kazanamazlar. Mesela Ferrari de bu sebeple gitmek istemiyor. Ferrari’ye Beşiktaş’ın verdiği parayı İtalya’da verecek kulüp yok. Hal böyle olunca adam, Juve de ilgilense transfere soğuk bakıyor. Benzer şekilde Holosko’yu da satmakta zorlanıyor kulüp. Holosko’nun menajeri Slovak oyuncunun Beşiktaş’ta kazandığını başka yerde kazanmasının zor olduğunu, bu paraları veren kulüp olmazsa gitmeye soğuk baktığını söyledi. Diğer taraftan Bobo’nun yıl sonu sözleşmesi bitiyor, oyuncu daha fazla para istiyor. Bobo da haklı. Bobo, ben de Nobre kadar istiyorum dese, sen onu hak etmiyorsun diyemezsin. Özetle: Takım içinde maaş dengesi çok önemlidir. Beşiktaş bugün geçmişte olmadık oyuncuya verdiği yüksek maaşların cezasını çekiyor. Bu durum Tabata’nın 8 milyon €’sundan daha fazla koyar...

Maaşlardan futbolcu fazlalığına geçecek olursak, bir plansızlık da orda var. Bu olay Beşiktaş’ın ilk kez başına gelmiyor. Yönetim bu işten kurtulmak için iki yol bulmuş. 1 kiralamak, 2 sözleşmesini dondurmak. Kiralamak Avrupa’da da farklı amaçlarla çok kulübün başvurduğu bir yol. Genç oyuncuyu ve İngiltere için çalışma izni çıkmayan oyuncuyu kiralamak bu konunun kapsamının dışında kalırken, bir başkasını alıp eldekini kiralamak bahsettiğimiz model. Bu kabul edilebilir bir yöntemdir ama bazı şartlarda. Mesela oyuncunun maaşını kim ödeyecek? Yıl sonu için opsiyon tanınacak mı? Oyuncu orada oynayacak mı, yedek mi kalacak? Bunlar düşünülmesi gereken konular. Tüm bunlar iyi yapılmış olsa da, bu tip oyuncuları kiralamak çözümü ertelemekten başka bir şey değildir.

Diğer yöntem daha kötü. Sözleşme dondurma yöntemi. Bunu ülke futbolumuzun literatürüne sokan kulüp maalesef Beşiktaş. Camia olarak biri sakatlansa da sözleşmesini dondursak diye düşünüyoruz ne yazık ki. Bugün Tabata 4 ay sakatlansa nerdeyse derin bir oh çekeceğiz. Üstelik bu yöntem de erteleme yönteminden başka bir şey değil. Ayrıca burada düşünülmesi gereken bir detay daha var. Bundan sonra Beşiktaş’a gelecek yabancılar için iyi bir referans olmayacaktır bur durum. Zapo, beni bir aldılar, bir kiraladılar ne olduğunu ben de anlamadım diyebilir. Bu gelecek oyuncunun yolunu tıkayabilir.

Bir tarafta Simao, Guti, Quaresma, Ersnt ve Almeida’yı izleyebilecek olma heyecanı sürerken, diğer tarafta ciddi ekonomik yıpranmaya sebep olacak transfer fiyaskosu. UEFA sağlam kriterlerle gelirken biz kendimizi yarına hazırlamıyoruz...

1 yorum:

siyahBeyaz dedi ki...

tablonun bu kadar karanlık olmasına rağmen, halâ beşiktaş'ın çağ atladığını düşünen insanlar var. ne eziklikmiş arkadaş onlardaki de. tükettikçe tüketmek istiyorlar. liverpool, metalist yenilgileri falan beni bir gram bile soğutmadı beşiktaşlılıktan. ama bu yönetim anlayışı ve yozlaşan,lüks tüketici cahil taraftar güruhu beşiktaş'tan uzaklaşmama neden oluyor ne yazıkki.