31 Aralık 2010 Cuma

2010 böyle geçti...

2010'un son postunda yılı şöyle bir hatırlayalım...

Bridge-Terry arasındaki kız meselesi sonrasında ilk maçları heyecanla beklenmişti. Maç öncesi seramonide Terry elini uzattı ama Bridge karşılık vermedi... Terry'nin gözümden düştüğü olaydı


Sezona müthiş başlayan ManU, hem lig hem de Şampiyonlar Ligi için favoriler arasındaydı. Ta ki Rooney sakatlanana kadar. Old Trafford sakinlerinin en çok korktuğu kare buydu ve gerçekle Bayern Munih maçında yüzleştiler...

Diego Forlan altın yılını geçirdi. Takımını UEFA şampiyonu yaptı ve sonrasında Uruguay ile de yarı final gördü...



Avrupa'nın en büyük kupasını Mourinho'nun Inter'i sistem adamlarıyla kazandı. İşte o adamlardan biri... 30 undan sonra parlayan Diego Milito...


Henry'nin kirli eli İrlanda'yı Dünya Kupası'nın dışına itti ama Trapattoni bu durumdan çok da rahatsız olmuşa benzemiyor...



Vuvuzelalar ve Tanıl Bora'nın söylemiyle "Futbolun Ramazan ayı"... Dünya kupası..



Brezilyalıların en çok takıldığı adamdı Messi. Arjantin forması altında Nou Camp performansının çok altındaydı. Hoş onunla dalga geçen Brezilyalılar da çok mutlu ayrılmadılar...


Büyük kupayı kazanan Barcelonaydı.. Pardon İspanya...


Barça yeni sezonda da geçen yılkinden farksız...


ManU'da geçen sene Rooney yıldızlaşmıştı, bu yıl Nanili Manchester oldular. Berbatov'u da unutmadan geçmeyelim..

Hiç yorum yok: