6 Mart 2011 Pazar

Beşiktaş 1-2 Trabzonspor


Takımın misyonsuz kalması büyük maç dahi olsa motivasyonu etkiliyor. Beşiktaş bugün herhangi bir amaç için mücadele etseydi daha farklı olurdu. Bu sadece bugün için de geçerli değil. Yarın oynayacağı bir çok maç da aynı şekilde olacak.

Schuster'in, Quresma'nın yokluğunda çıkardığı kadro kale haricinde iyiydi. Fernandes yerine Ernst, Necip yerine Aurelio olsaydı yine iyi bir kadro diyecektim. Ortasahada bir savunmacı, bir hücumcu ve bir tane de iki yönlü oyuncu. Sağ bekte formda isim Ekrem, önünde savunmaya da yardım edecek Hilbert. Sol açıkta Simao, arkasında İsmail ve forvette Bobo. Kalede Cenk'in olmasını tercih ederdim. Alman hoca muhtemelen maç eksiğini düşünerek Cenk'i yedek bıraktı.

Maça Beşiktaş hızlı başladı. Daha maçın 3. dakikasında Guti'nin pasında Simao'nun şutu dışarı çıktı. İlk 20 dakikalık bölümde oyun ortasaha mücadelesi şeklinde geçti. Maçın ikinci ciddi pozisyonu yine Trabzon kalesindeydi. Bu sefer Simao, Bobo'yu kaçırdı ama Giray Bobo'dan hızlı davranarak pozisyonu engelledi. Bir kaç dakika sonra Simao bu kez soldan kaçırdı Brezilyalı oyuncuyu ancak Brezilyalı en çok gol bulduğu pozisyonlardan birinde bu kez dışarı vurdu. Beşiktaş son haftaların aksine kalesinde pozisyon vermiyor ve gol pozisyonlarına giriyordu.

İlk yarının sonlarında Serkan Balcı'nın Beşiktaş atağını kesmesi pahalıya maloldu ve Trabzon on kişi kaldı. Schuster, Trabzon'un on kişi kalmasını değerlendirmek adına oyuna Nobre'yi aldı. Fernandes'in çıkmasıyla ortasahada bir kişi az, hocumda bir kişi fazla oynamaya başladı Beşiktaş. Beşiktaş'ın tek önlibero ile devam etmesine rağmen eksik Trabzon atak olgunlaştırmakta zorlanıyordu. Öyle ki ilk ciddi pozisyonunu 55. dakikada bulabildi. Umut savunmanın arkasına iyi sarktı ama sonrasında başarılı olamadı. Ekrem araya girerek topu dışarı attı. Bundan beş dakika sonrasında Beşiktaş'ın net golü verilmedi. Simao'nun attığı gol ofsayt gerekçesiyle sayılması ancak pozisyon temizdi. Bu dakikadan sonra hakem Tolga Özkalfa oyunun kontrolünü kaybetti.


66. dakikada Hilbert'in ortasında Bobo'nun golü geldi. Beşiktaş oyunu kontrolü altına aldı derken Trabzonspor Ceyhun ile 1-1 yaptı. Beşiktaş yine duran toptan gol yedi. Bu takım bir kaç ay sadece duran top çalışsa yeridir. Oyunculara bakıldığında hava hakimiyeti yüksek ancak takım savunmada ve hatta hücumda pozisyon alamadığı için hep rakibe kaptırıyor topu. Toraman, Sivok, Bobo, Nobre gibi hava hakimiyeti yüksek oyuncular var ama her duran top tehlike.

Sivok'un kırmızısına gelince. Ferrari'ninkinden ne farkı var. Tamamen düşüncesizlikten gelen bir kart. Ferrari, Lugano'yu indirmiş kırmızı yemişti. Affedilecek yanı yok ama "o an sinirlendim ve vurdum" diyerek kendini savunabilir. Ancak Sivok'un ilk sarısı gereksiz. Faul yaptın, git. Topa vurduğubda sarı yiyeceğini biliyorsun. İkinci sarı yine hatalı. Adamı indirme. Atağı kesersin ama sarı kartın yoksa. Sarı kartının olduğunu bile bile atağı kesmemelisin.

Sivok'un çıkışıyla birlikte stopere Necip geçti. Aurelio alınıp, stopere çekilebilirdi. Maçın son 15 dakikasına girilirken, bu kez Burak savunmanın arkasına sarktı. Rüştü'yü zorlanmadan geçti ve yerde kaldı. Hakem oyunu durdurdu ve sarı kart itirazı yapan Rüştü ile kendini aldattığını düşündüğü Burak'a sarı kart verdi. Pozisyon penaltı. Hakem görmedi. Pozisyondaki Burak değil Alanzinho olsa muhtemelen verirdi. Burak kendini bu kadar çok atarsa, olacağı bu. Adı çıkmış adam sorun yaşar. Sonrasına gelelim. Hakemin oyunu durdurması anlamsız. Devam ettir, sonra sarı kartı verirsin. Kart işareti yapan Rüştü'ye sarı çıkması daha da anlamsız. Avrupa'nın hiçbir yerinde buna kart verilmiyor. Artık bu kuralı değiştirelim. Oyuncular da bunu bilerek o hareketi yapıyor. Onlar da yapmasın denebilir. Yapsın istiyorum. Alakasız yerde, maç bitmek üzereyken yapsın. Artık bu saçma kural kalksın.

88. dakikada ceza sahasına yapılan ortada top Burak Yılmaz'ın önünde kaldı. Burak bu sefer doğru olanı yaptı ve skoru 2-1'e getirdi. Son bölümlerde Beşiktaş iki pozisyona daha girdi ancak golü çıkaramayınca üç puanı Trabzonspor aldı.

Bugün takımın en iyisi Necip'ti. gerek ön liberoda gerekse stoperde oldukça başarılıydı. Beşiktaş ve Türk futbolu çok değerli bir çocuk kazanıyor. Beşiktaş adına bu maçtan çıkarılması gereken en büyük ders duran toplar. Bu yılın bir anlamı kalmadı. Taraftar da bunun farkında. Beşiktaş bu yıl 5. de olsa, 7. de olsa, 4. de olsa çok farketmez. Bundan sonra yapılması gereken hatalardan ders çıkarmak ve en önemlisi kupayı kazanmak. Kupa kazanılmadığı takdirde 4. olma zarureti doğuyor ve bu da kolay bir hedef gibi görünmüyor. Bu maçın benim adıma özeti: Duran top çalışın. Duran topları durdurun artık!

Hiç yorum yok: