Galip gelsen üçüncüsün, fark atsan lidersin, berabere kalınca 5. sıradasın. İki yıldır, Bundesliga tadında bir TSL izliyoruz. Geçen sene üç büyüklere Trabzon ve Sivas katılmıştı, bu sene Kayserispor ve Bursaspor eşlik ediyor. Trabzonspor arkadan ışıkları yakmadan yanaşıyor ama çok fazla yanaşabileceğini de düşünmüyorum...
Rakiplerinin kazandığı haftada, haftanın kapanış maçına eyvallah dedirten bir kadro ile çıktı Denizli. En ideal dörtlü savunma, Fink-Ernst çok şükür bir arada, Bobo da en uçta, Ekrem, Tello, Nihat hücuma dönük ortasahanın üçlüsü. Kadro iyiydi. İyi de başladı maça Beşiktaş. Çok baskılı olmasa da topu ayakta tutan taraftı, ilk yarım saatlik dilimde bir direkten dönen top ve bir Bobo golü. Rüstü haftalardır ağlardan top çıkarmamıştı bu hafta tılsım bozuldu. İyi de oldu aslında, gol yememe bir yerden sonra takımda motivasyon mu oluşturuyor baskı mı oluşturuyor bilemiyorum. Bazı oyuncularda baskı oluşturuyor gibi hissediyorum. Profesyonel futbolculara sormak lazım...
Nihat'ın kaçırdığı 3 net pozisyon var. Nihat yerine daha adam akıllı biri olmuş olsaydı maçı rahat bir şekilde almış olacaktı Beşiktaş. Ancak işte hücum kalitesi herşeyi bir anda değiştirebiliyor. Nihat'a yeteneksiz demek cesaret ister ama Nihat da kariyerine laf söyletecek kadar kötü oynamamalı...
Nihat 90 dakika oynuyorsa bu biraz da hocanın ayıbı. Nihat'ı bir şekilde kazanmak lazım, katılıyorum ama Nihat kendini kazanmak istemedikçe bizim isteklerimiz nafile. İkinci yarıda oyuna Tabata ya da Yusuf girmeliydi. Kenarda iki tane forvet arkası oyuncu beklerken, kağıt üstünde Nihat, çim üstünde Ernst o mevkide oynuyor. Hoca şapkasını önüne koyup düşünmeli bunları. Devre arasında Delgado dönünce kulübede oturacaksa, varsın hiç dönmesin...
Bu hafta şanssızlık da vardı biraz ama yine de kazanmak gerekiyordu. Bu maçta bırakılan 2 puan lüks kaçtı. Bursaspor maçında kimi son kez izleyeceğiz acaba?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder