20 Mart 2012 Salı

Bir Beşiktaş vardı... Çubuklu formalı...

25 Mart Pazar günü Olağanüstü Seçimli Genel Kurul Toplantısı'nda başkan adayı olan Fikret Orman dün Lig TV'deydi. Programın çok büyük bölümünü izledim. Uzun yıllar sonra Fikret Orman'ı ilk kez dinledim. Muhtemelen Beşiktaş Başkanı olacağı için de bir başka gözle baktım.


Öncelikle iki noktayı aydınlatmakta yarar var. Birincisi başkan adaylarının hemen hemen hepsi pozitif konuşur. İnsanı mutlu eder konuşmaları. Bugün Yıldırım Demirören maske takıp konuşsa "Ooo adam ne güzel şeyler söylüyor" diyebiliriz. Bu sebeple buna çok kanmamak lazım. Diğer nokta ise Fikret Orman'ın TV'deki tutuk konuşmasıydı. Seri, açık bir konuşma değildi, tutuktu. O yüzden bazı konularda plansız mı acaba sorusu aklıma gelmedi değil. Buna şu an karar veremedim açıkçası.


Borçtan başladı konuşmaya. Daha doğrusu ilk soru oradan geldi. Beklenmedik bir soru değildi. Üniversite sınavına hazırlanan bir öğrenci nasıl ki "kümeler" konusundan soru geleceğini biliyorsa, bunu da Fikret Orman o kadar iyi biliyordur. Bizler de öyle. Bugün Beşiktaş için en önemli şey de bu zaten. Borcun 8 yıllık süreçteki artışından bahsetti. Öyle böyle bir artış değil. 8 yıl önce 15 milyon $ civarındayken, bugün borç 600 milyon TL civarında. Buna sinir olmamak elde değil. Bu zaman zarfındaki gelirleri de hesaba kattığımızda toplamda 1 milyar $ para harcandığını görüyoruz. Bu para nereye gitti? Orman'ın ilk söylediği de bir bağımsız denetim firması ile bunun tespit edilmesi oldu. Oldukça yerinde bir karar. uradan ne çıkar bilmiyorum ama en azından akıllardaki soru işaretini biraz olsun azaltır kanaatindeyim. Kısa vadeli borçları da cepten ödeyeceklerini söyledi. Aklıma başka alternatif gelmiyor açıkçası. Uzun vadeli borçların cepten ödenmesine karşıyım. Planlanmalı bu borçlar ama kısa vadede bunu yapmak kolay değil. Bugün gelen adamın 2 ayda birşeyler değiştirmesi çok kolay değil.


Burada Yıldırım Demirören'e olan borçlarla ilgili Demirören ile konuşacaklarını söyledi. Programda kendisi demedi ama başka kanallarla dediğini bildiğim şey şudur ki: Demirören alacaklarını istiyor ve bunu da kısa vadede istiyor. Kişilik işte...


Borçları ödemek için küçülmeye gidilecek gibi görünüyor. Programda çok fazla üzerinde durmadı ancak oyuncularla konuşulacağını, yıllık ücretlerinde indirime gidilmesini talep edeceklerini, kabul etmeyenlerin satılacağını duydum. Muhtemelen, zaten yıllık ücreti yüksek olan Quaresma, Almeida, Simao, Fernandes gibi yıldızlar satılacaktır. Hem bonservis bedellerinden yararlanılacak hem de yıllık giderleri kesilmiş olacak. Bu bir bakış açısıdır. İyi yönetilirse fayda sağlanabilir.



Scouting ve altyapıdan bahsetti. Bu benim burada defalarca yazdığım birşey. Sadece ben değil Dünya futbol piyasasını takip eden herkes bunun farkındadır. İkisi de çok önemlidir. Genç yıldız adayları bulunarak takıma kazandırılmalı. Hem takımın bugününe hem de yarınına hizmet edebilir böylece. Mesela Bobo bunun için iyi bir örnektir. Sonrasındaki süreç iyi yönetilmediği için bugün faydalanamadık ama iyi yönetilebilmiş olsaydı en azından 1-2 yıl önce Fransız ve Rus kulüplerin Bobo'yu istediğini biliyoruz. Belki o zaman satılmış olsaydı iyi de bir bonservis kazanılmış olacaktı. Bobo gibi oyuncuları bulmak zor değil. İyi araştırma yapıldığı zaman rahatlıkla bulunur. Kayserispor'ın sırf Almanya (gurbetçi) ve Hollanda pazarından bulduklarını görüyoruz. Benzer oyuncuları, hatta daha iyilerini Beşiktaş'a getirmek daha kolay olacaktır. Kimse Beşiktaş'tan Pastore beklemiyor. Altyapı için de Serpil Hamdi Tüzün soruldu. Faydalanmak isteriz dedi ama altyapının başına getirmek gibi bir niyeti olmadığı belliydi.


Yeni stat yapacaklarını söyledi. Yeni stadın yapılacağı süre boyunca TT Arena'da oynayacağımız konuşuluyor. Yeni stat gerekli mi sorusunu soruyorum ve şu ana kadar tatmin eden cevaplar alamadım. Henüz proje de çok net değil bildiğim kadarıyla. Tribün yapmaktan başka ne işe yarayacağını iyi anlatması gerekir. Konumu nedeniyle zaten kapasite çok artmayacaktır. O halde bana tribünleri yıkacağız, yerine daha iyisini yapacağız diyerek gelmesin. Bunun bir anlamı yok. Kulübe maddi katkı sağlayacak, ek gelir kapıları olacak mı mesela? Stat konusunda çok daha fazla düşüncelerim var ama konunun bütünlüğünü bozmamak adına girmiyorum. Borç öderken, Fenerbahçe modelinde olduğu gibi kulübün kendisinin stat yapmasını çok anlamlı bulmuyorum.


Listesinin tam hazır olmadığını söyledi. O yüzden açıklamadı ama Hüsnü Güreli olacak gibi görünüyor. Bu güzel bir haber.


Beşiktaş'ın en büyük sıkıntısı borçlar. Üstelik borçların ödeme vakitleri yaklaşmış ve alacakların da önemli bir kısmı önceden tahsis edilmiş. Yani kulübün dünü, bugünü değil yarını da neredeyse satılmış. Yıldırım Demirören kaçıp gitmiştir. Kulüp tarihinin en kara adamlarından biridir, belki de birincisi. Beşiktaş'ı çok zor günler bekliyor. Şmapiyonlukları kupaları geçtim. UEFA'nın mali yükümlülüklerini yerine getiremezsek Avrupa Kupaları'nı da unutmalıyız, hatta küme düşürülme ihtimali bile var.


Umarım yeni yönetim aklı selim hareket eder. Zor günler bizi bekliyor.

Hiç yorum yok: