24 Ekim 2009 Cumartesi

Eskişehirspor :0 - Beşiktaş :1

Uzun süreden beri ilk kez kısmen daha rahat bir maç izledim. Eskişehirspor deplasmanının ne denli zorlu olduğunun bilincinde olmama rağmen içimde kazanacağımız hissi vardı. Bu hissi ne Antalyaspor maçında duymuştum ne de Gençlerbirliği...

Mustafa Denizli eldeki en iyi kadroyu çıkarmıştı. Kalede Rüştü gerçeğini bir kenara bırakalım, Ekrem-Kaş-Toraman-Üzülmez dörtlüsü eldeki en iyi dörtlüydü bu maç için. Eskişehirspor'da Burak'ın sağa yakın oynaması ileriye çok çıkan Köybaşı'nın oynamaması için yeterli sebepti. Kaş, her iki stoperin de olmadığı bir haftada oynayabilecek en iyi stoperdi. Maç içinde yine heyecanladırmayı ihmal etmedi tabi.

Bir zincirin gücü en zayıf halkası kadardır. Diğer oyuncularınız ne kadar iyi olursa olsun -ki Beşiktaş'ın diğer oyuncuları o kadar da iyi değil- özellikle savunmanızda oynayan bir zayıf halka varsa her türlü skora razı olabilirsiniz. İbrahim Kaş'ın Gökhan Zan'dan ne fazlası var. Eksiği var fazlası yok. Eğer yedekye böyle bir adama ihtiyacın varsa o zaman Gökhan'ı gönderme. Bana kalırsa Gökhan'ın gitmesi iyi oldu çünkü hoca ona yedek gözüyle bakmıyordu. İlk 11'de Gökhan Zan'ın oynaması büyük tehlike. Aynı şey Kaş için de geçerli. Kaş, Beşiktaş ayarında bir oyuncu değil...

Kaş'a gerekli yüklenmeyi yaptıktan sonra ortasahaya geçelim. Fink-Uğur ortasahanın göbeğindeydi. Fink daha savunmacı Uğur daha hücumcu oynadı. Bugün Uğur'un ekstra oynadığını kabul etmek gerekir. Eskişehir'in ortasahası güçlü değil ama Uğur'un vasat olması o bölgede daha ciddi sıkıntılara sebep olabilirdi. Fink'i ben iyi buluyorum. Ernst ile birlikte iyi bir ikili oluşturduğunu ve ilk 11 için kesin aday olduğunu düşünüyorum. Özellikle Tabata oynayacaksa eğer Tabata'nın arkasını çift önlibero ile desteklemek en mantıklı iş olacaktır. Bu durumda Fink-Ernst ve Uğur Beşiktaş için yeterlidir. TSL'yi rahatlıkla kaldırabilecek durumdadır.

Mustafa Denizli'nin hücum hattını çözebilmek çok kolay değil. Tabata'nın yerini kabullendik artık ama hala Tello-Nihat ve Bobo'nun tam olarak nerede oynadığını söyleyemiyoruz. Genel olarak Tello solda, Nihat-Bobo çift forvet ama Bobo biraz daha solda bir görüntü var. Bu durumda hücum hattı sola kaymış görünüyor. Asimetrik bir dizilişten hoşlanmadığımdan olsa gerek bir türlü içime sindiremiyorum bu yapıyı.
İkinci yarı Erhan'ın girmesi taktiksel açıdan daha iyi oldu. Yapı biraz daha simetrik oldu en azından. Erhan sağ beke geçti, Ekrem sol açığa. Tello da ters ayak mantığının kurbanı oldu. Bir sağ açık gibi değildi ama sağa meyilli bir ortasaha görünümündeydi.

Ekrem bu takımda savunmanın göbeği hariç nerede oynamadı? Ortasahanın göbeğine çekilmediği sürece Mustafa Hoca'nın arkasındayım. Tam randımanlı değil belki ama her iki bek ve kanatta da oynuyor adam. 27'sinden sonra keşfedildi... Her yıl yeni yeni özellikleri keşfediliyor... Bu arada Ekrem'in gol öncesi sevinci de hoş bir anı olarak kalacak bence...
Bobo Nihat bugün verimli değillerdi belki ama bence ideal çift forvet için ideal ikilidir. Bobo ile Nobre maçına göre yer değiştirebilir. Holosko döndüğünde o da Nihat ile değiştirilebilir. Batuhan ise Nobre ya da Nihat Holosko ikilisinden biriyle verimli olabilir. Forvet zengin görünüyor ancak uyumu sağlamak zor. Denizli'nin Bobo-Nihat'ta ısrar etmesini destekliyorum. İdeal ikiliyi bulmak zorundayım. Form tutmak zorundayız. Nihat bugün yine kaçırmaması gerekenleri kaçırdı. Bunlar için çok kızmıyorum ancak bu aşırı özgüvenden biraz kaçınmalı. Yayı gördüğü yerden vurmamalı. Kaka bile bu kadar çok vurmuyor...

Bugün 3 puanı aman aman bir oyunla almadık. Hakkımız 1 puandı. Şans bugün bizden yanaydı. Bu gerçeği kabul etmeliyiz. Eskişehir deplasmanından iyi futbol beklemiyordum zaten. Olması gereken futbol belki biraz daha iyi olabilirdi, o kadar. Gelecek hafta Ankaragücü. Hikmet Karaman Hoca tribünde Beşiktaş'a bileniyordu. Ara ara notlarını da aldı. Gelecek hafta Ankaraspor-Ankaragücü karmasıyla karşı karşıyayız. Maç zor. Kazanmak şart. En azından bu hafta rahat uyuyacağız...

Hiç yorum yok: