3 Ekim 2009 Cumartesi

Beşiktaş ve sistemsizlik


Olaya düz mantıkla yaklaşırsak forvetler kötü takım gol atamıyor sonucuna varabiliriz ancak bu yaklaşım son derece yanlış olur. Bobo, Nobre, Holosko, Nihat ve Batuhan gibi kalitesini ispatlamış oyuncular varken forvet hattı kötü demek cesaret ister. Maç içerisinde beceriksizliklerini görmüyor değiliz ancak her şeye rağmen formsuz da olsalar yeteneksiz değiller. Yetersiz hiç değiller...

Sorun forvet oyuncularında değilse peki nerde? Takımın savunmasında Ferrari-Sivok ikilisi benim gözümde ligin en kaliteli ikilisi. Bekler her maç değiştiği için onlar hakkında net bir yorumda bulunmak doğru olmaz. İbrahim Kaş'ı bir kenara koyalım; Ekrem, İbrahim Üzülmez, İsmail Köybaşı ve döndüğü zaman İbrahim Toraman vasatın üzerindeki bekler. Hiç biri bir Gökhan Gönül değil ama Beşiktaş'ın kalitesinin de çok altında da değil. Savunmaya da 4'lü olarak baktığımızda kötü değil...

Ortasaha'ya baktığımızda her maç değişkenlik gösterdiği için herhangi bir sistemden bahsedemeyeceğim. Ernst dışındaki hiç bir oyuncunun garantisi yok. Forvetten devşirme kanat oyuncularını burada değerlendirmek doğru olmaz diye düşünüyorum. Nihat'ı sağ kanat düşünüp kötü dersek, Nihat'a haksızlık etmiş oluruz. Aynı şey Holosko için de geçerli. Hem ortasaha olup hem de ortasahada oynayan oyunculardan Tello-Tabata-Yusuf-Serdar Özkan-Fink maç içerisinde inişli çıkışlı grafik çiziyor. Hiçbiri çok istikrarlı değil. Tello milli takım dönüşleri kayboluyordu; yine öyle oldu. Yusuf 90 dakika çıkaramıyor. Tabata, panik, Serdar iyi niyetimle şanssız diyorum, Fink benim beğendiğim ama bir çoklarının beğenmediği bir oyuncu...

Takımı bölge bölge incelediğimizde ciddi bir problem yok. Eksik var, Galatasaray ya da Fenerbahçe'ye göre daha zayıf ama ligdeki konumunun da çok üstünde olması gereken bir kadro yapısına sahip. Peki sorun ne?

Sorun takımın savunma ve hücum hattının birbirine bağlı olmaması ve sistem belirsizliği. Ortasahanın yükü tek başına Ernst'in omuzlarında. Tek önlibero ile başarı yakalamanın mümkün olmadığı bir zamanda Ernst'i bu kadar yormanın manası yok. Yanında Fink (burada bir başka ortasaha oyuncusu da olabilir ama elde yok) oynadığı zaman daha başarılı olduğu gün gibi ortadayken ısrarla Ernst'i yalnız bırakmak niye? Bugün Fink-Ernst birlikteydi, Beşiktaş oyunu domine edemedi ama ikili iyi oynadı. Fink oldukça istekli ve hem savunmaya hem de hucüma yardım ediyor. Top kaybı yapmıyor değil ama adamdan da Xabi Alonso performansı beklemek doğru olmaz...

Bak çift önlibero oynadık kazandık demek gülünç olur ama Beşiktaş bugün çift önlibero ile doğru bir tercih yaptı. Bu sistemle ortasahada top kazancı sağlanıyor ve topu kullanan takım Beşiktaş oluyor. Topu kullanan gole daha yakın olandır her zaman...

Beşiktaş sistemsiz oynuyor. Bunun için herhangi bir kanıt aramaya gerek yok. Hiç kimse Beşiktaş'a dair en ufak bir sistemden bahsedemez. Maç içerisinde ileriye şişirilen uzun toplardan başka en ufak bir organizasyon olmuyor. Kanatlardan gelen ortalara orta demeye bin şahit gerek. Serdar içeriye iyi dribling yapıyor bazen ama orta açma konusunda çok yetersiz. Yusuf için de aynı şeyler geçerli. İbrahim Üzülmez bugün çok kötü değildi ama onun da default hali bel seviyesinde orta. Ekrem ise ortasahanın az ilerisinden deniyor ortaları...Binde bir gelen ortalarda da içerde kimsecikler olmuyor. Orda olması gereken Nobre ortasahada top kapma savaşından kurtulup gelene kadar kale önünde iklim değişiyor..

Kapalı savunmaları göbekten açmak zordur. Üstelik göbekten açmak için tekniği sağlam oyunculara ihtiyaç vardır. Kısa paslarda tekniği zayıf oyuncuların top kaybetme ihtimali oldukça yüksek. Üstelik bu kayıplar kontra atak olarak bize armağan edilebilir. Bu sebeple maç 0-0 iken ya da takım mağlup iken göbekten maç çözmek zordur. Çözülmez mi? Çözülür... Tabata ya da Yusuf alır iki çalım atar araya iyi bir top atar defansın arkasına sarkan forvet oyuncusu kaleciyle karşı karşıyadır...Ama bu maç içinde ikiden fazla olmaz...

Kanat organizasyonu yok. Göbekten hucüm da yok. Peki ne var? İleriye şişirilen uzun toplar. Uzun topun tek bir açıklaması vardır. Sistemimiz yok, yapacak bir şey yok. Topu ileriye atalım bari orda oynansın. Belki savunma hata yapar...

Bugün alınan galibiyet hiç bir şeyi değiştirmez. Gelecek hafta bu hafta yapılan doğrunun da yapılacağı şüpheli. Takımla çok oynanıyor. Sistem zaten yok. Ben gelecek görmüyorum. Bugün 5-0 yenseydik bile bu oyunla bu mantaliteyle gelecek hafta kazanırız diyemem...

Takımın kurtuluşu yine Mustafa Denizli'nin ellerinde. Hoca değişikliği bugün için çare değildir. Bir kaçıştır. Mustafa Denizli fantazisinden uzaklaşırsa takım başarılı olur. Yönetim değişikliği ise zaten kaçınılmazdı. Bugünü kurtarmak için değil, geleceğimizi kurtarmak için Demirören'den kurtulmalıyız...

Hiç yorum yok: