2012 Nisan'ının ikinci yarısına bir de Maya Takvimi'nden bakmak lazım. Barcelona'nın Nou Camp'ta, Real Madrid'e boyun eğmesinin ardından küçük şaşkınlığı Galatasaray Fenerbahçe derbisinde yaşadık. Hoş o maçta belki skor değil de, oynanan oyunun karşılığında bu skorun alınmış olması şaşırtıcı ve enteresandı. Ve son olarak da Barcelona ve Real Madrid'in Chelsea ve Bayern Munih'e elenmeleri ve finale kalma şansını kaybetmeleri.
Sürprizlerle dolu bir Nisan ayını geride bırakmak üzereyiz. Önceki gün Chelsea, Beyaz otobüsü kale önüne parketti ve Barça'ya geçit vermedi. 1-0'ın avantajını koruyacağını hiç düşünmüyordum. Daha doğrusu rakip Barcelona olunca o ilk maçta alınan skor tolerans içinde kaybolur diye düşünüyordum. Maç da öyle başlamıştı zaten. Barça için sürekli "5 dakika içinde gol gelir" diyorduk. Bir yerde geldi de. Sonra Chelsea'nin 10 kişi kalması ve ardından Katalan ekibinin 2-0'ı yakalaması maç koptu dedirtti ama o anda Ramires sahneye çıktı ve Maviler'i umutlandırdı.
İkinci yarıyı parça parça izleyebildim. 10 kişilik Chelsea "Çanakkale Geçilmez" i oynadı. Barcelona üretkenlik problemi yaşıyordu. Ürettikleri pozisyonları da bonkörce harcıyordu. Ream ve ardından Chelsea maçlarında alınan skorlar Barcelona için bir problemi ortaya koydu. Kapalı savunma nasıl aşılacak? Barça'nın buna ciddi ciddi çalışması gerekiyor. Evet sezon boyunca en fazla 3 maçta bu sıkıntıyı yaşarsın ama o 3 maç sana 2 kupaya patlar.
Barça'nın elenmesinin ardından bu kez gözler diğer maça çevrildi. Mourinho, eski kulübü Chelsea'nin karşısına geçmek istiyordu. Abramovich'e ben buradayım demek istiyordu. Hatta Portekizli'nin final maçı öncesi konuşması bile hazırdır. Diğer taraftan finale eksik gidecek Chelsea iştah kabartmıyor da değildi. Bu turun galibi finalde favori olacaktı. Real maça iyi de başladı. Biri penaltıdan gelen iki Ronaldo golü bir anda tüm istatistikleri İspanyollar lehine çevirdi. Ronaldo'nun gol attığı maçlarda kaybetmeyen Man Utd ve Real Madrid, Ronaldo'nun 2 gol attığı 40 maçı da kazanan Real Madrid vardı. Geç Ronaldo'yu skor 2-0'dı zaten. 3. gol fişi çekerdi. Ana maçın 3. golü Robben'in penaltısından geldi. 2-1 maçı da kilitledi. İki takım da çekine çekine gitti rakip kaleye.
Uzatmalarda Mourinho turu istedi, Bayern penaltıları. En azından sahadaki oyun böyleydi. Bayern'in istediği oldu. Almanlar'ın penaltılarda kaybedeceğini kaç kişi düşündü bilmiyorum. Casillas'ın kısa kaleci oluşu Madrid için dezavantajdı bir kere. Diğer tarafta da 1.94'lük Neuer varken iş daha da ciddiye biniyordu. İlk penaltıya gelen Ronaldo atamayacağım diye geldi. Kaka'nın da şaka yapması Madrid'de moralleri hepten bozdu. Diğer taraftan Bayern 2'de 2 yapmıştı. 3. penaltılarda Casillas sahneye çıktı. İki penaltı üst üste kurtardı ve ibre tekrar Real lehine dönüyordu. Ta ki Ramos'un saçma penaltısına kadar. Neden Ramos?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder