Daha maçın başında Troisi ile gelen Kayserispor golü tüm planları alt üst etmişti. Oysa Quaresma bu maçta dönüyordu. Fernandes-Simao-Quaresma aynı anda sahadaydı ve Almeida'nın da cezası Pektemek'i forvette ilk 11 başlattı. Ekrem ve Rüştü dışında Beşiktaşlıların da istediği kadroya çok yakın bir kadro vardı. Ekrem umarım gelecek yıl Beşiktaş forması giymiyor olur, benzer dilekleri Rüştü için de besliyorum. Net olarak kaliteleri takım kalitesinin çok altında. Golü de ikisinin işbirliği armağan etti zaten. Troisi'yi kaçıran Ekrem ve sonrasında olmadık topu içeri alan Rüştü.
Golden sonra Beşiktaş çok baskılı oynar beklentisi vardı ama olmadı. Olmamasında birden çok etken vardı. Birincisi Ernst'in yorgunluğu savunma direncisi düşürüyordu. İkincisi Kayserispor'un önde basması ve kontra tehdidi Beşitaş2ı oyun kurmakta ve ileri çıkmakta zorluyordu. Üçüncüsü bozuk zemin. Kadir Has stadı her fırsatta övülen bir stattır. Anlamadığım kısmı da burası zaten. Koltukları toplama, zemini rezalet bir stat. Kasımpaşaspor'un stadı, Kadir Has'ın çok üzerinde bir zemine sahip mesela. Bu stadı neden överler anlamıyorum. Üstelik futbolla uzaktan yakından alakası olmayan bir şehir. Neyse bazıları futbolu oralara da sevdirmeye çalışıyor. Saygı duyarım ama keşke bu yatırımlar Eskişehir'e, Bursa'ya yapılsa. Dördüncüsü de Kayserisporlu oyuncuların sert futbolu. Agresif futbolu anlarım ama sertliğin dozajı fazlaydı. Burada Kayserispor'u suçlamıyorum. Hakem izin verirse oynarlar. İzin verende kabahat.
Maçın en kritik anı Fernandes'in kırmızı kartıydı. Bu kırmızı karta kadar Beşiktaş'ın iki tane net gollük pozisyonu vardı. Maçın Beşiktaş'a dönüyordu. Zaten Kayserispor'un ciddi kontrası dahi yoktu. Kırmızı kart sonrası Beşiktaş savunmadan çok hücum anlamında zarar gördü. Fernandes çıkınca ortasaha iki savunma ağırlıklı oyuncuya kaldı ve Beşiktaş hücumda üretken olamadı.
Peki kırmızı? Kırmızı ikinci sarıdan geldi. Oysa hareket direkt kırmızı kart. Diğer taraftan ilk sarı da sarı değildi zaten. Kırmızı kart öncesinde de Fernandes'e faul yapılmıştı ve hakemin oyunu durdurması gerekiyordu. Yani avantaja bırakılacak bir pozisyon değildi. Hakem bunu kaçırdı mı? Hayır. Gözünün önündeki o pozisyonu görmek zorundaydı ve gördü de. Kararı o yönde olmadı.
İkinci yarıda oyuna önce Holosko girdi. Quaresma çıkmıştı. Q7 sakatlık dönüşü çok zorlamıyordu ve Carlos da onu çok zorlamadı. Daha sonra Pektemek çıktı ve oyuna Edu girdi. Oysa Pektemek ilerde tek top tutabilen adamdı. Değişiklikler Beşiktaş'ı golden uzaklaştırıyordu. Gole yaklaştıran ise Holosko oldu ama Edu harcadı. Beşiktaş'ın ikinci yarıda bulduğu en ciddi pozisyon Brezilyalı ile harcandı.
İkinci yarının iki kritik anı ise biri Quaresma'ya atılan dirsek -ki hakem gördü ve sadece serbest vuruş verdi-. Diğeri ise Pekarik'in elle oynaması ve hakemin kırmızıyı es geçmesi. Bu pozisyonu tartışmaya dahi gerek yok. Net ikinci sarıdan kırmızıydı. Hakem eline çarptı dedi. O çarpan el havadaydı ve ileri doğru gidiyordu. Gördü ama vermedi.
Ernst'in çok yorgun olduğu bir maçtı. MİY maçında yedek oturtulması doğru olurdu ama Fernandes'in de cezası onu mecburen sahada tutacaktır. Diğer taraftan Sivok'un da cezası bizi yine Toraman'a mecbur kılacak gibi görünüyor. Şimdiden geçmiş olsun.
Maçı yorumluyorum ama bir taraftan da neden diye kendime sormuyor değilim. İşin kötü yanı izlediğim maça sevinip üzülüyorum. Hakeme kızıyorum mesela. Gerek var mı peki? Yoktu aslında. Okumyana saygım sonsuz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder