24 Ocak 2012 Salı

Beşiktaş 3-2 Gaziantepspor

Bu galibiyetle birlikte yenilmezlik serisi 15 maça çıkarken, soru işaretli galibiyet serisi de 3 maça çıktı. Belki bu noktadan başlamak gerekir. Bursaspor maçındaki Rüştü'nün tartışmalı pozisyonu, Antalyaspor maçındaki Cenk'in içeriden çıkardığı top ve bu maçın 90. dakikasında atılan gol. Aksi olsaydı dünyayı MHK'nin başına yıkardık. Yıldırım Demirören önümüzdeki hafta PAF'la çıkıyoruz derdi ama çıkmazdık. Daha ekleyebileceğim onlarca klişeyi yaşardık.


Maça dönecek olursak. Köybaşı'nın anlamsız kırmızısı, sahaya Tanju'yu çıkardı. Ekrem yine sağ bekeydi. Stoperde Sivok rotasyona takıldı ve Toraman sahadaydı. Ortasahada Ernst -Fernandes - Veli ve ileride Edu - Simao - Almeida ilk 11'de başladı. Taraftar yine Pektemek'i sordu ama Carlos onu yine yanında oturtuyordu. Kalede Cenk'in olması iyiydi, Köybaşı bize Tanju'yu izleme fırsatı verdi.


Beşiktaş maça iyi başlamadı. 15-20 dakika topa sahip olsa da pozisyon üretmekte zorlanıyordu. Gol yer miydi? Yemezdi. İşin ümit veren kısmı da buydu. İlk yarının ikinci bölümünde Beşiktaş biraz daha baskılı oynamaya başladı. Gol ararken Gaziantepspor 41. dakikada paslaşarak kullanılan köşe vuruşu sonrası Elyasa ile golü buldu. İlk yarıda geri kalan 4 dakikada Beşiktaş 41 dakika boyunca bulamadığı pozisyonları buldu. Ortasahaya kadar pasla getirilen top Fernandes ya da Veli ile şişiriliyor ve Almeida'nın indirdiği topla Beşiktaş hücumda efektif oluyordu. En azından 4 dakika böyle geçti.


Son 4 dakikada ortaya konan oyun, ikinci yarı öncesi taraftarı umutlandırıyordu. Bu ışığı tek gören taraftar olmamalıydı elbette. Takım da bunun farkındaydı. Bu maç kazanılmayacak bir maç değildi zira Gaziantepspor oyuncu kalitesinin çok altında mücadele ediyordu. Üstelik çok fazla hata yapan bir savunma vardı.


İkinci yarıya fırtına gibi başladı Beşiktaş. 3 dakikada 3 ciddi pozisyon buldu ve 1 gol çıkardı. Sonrasında biraz dindi. Hoş bu bölümde yapılan oyuncu değişiklikleri de baskının azalmasına sebep oldu. Maalesef, Carlos'un kafasındaki oyuncu değişiklikleri vakti geldiği için yapıldı. Biraz sahadaki oyundan bağımsızdı.


Baskı azaldıktan sonra, tekrar başlıyordu ki yine golü buldu Antep. Sosa, Toraman'ın büyük hatasında golü attı. Golde Toraman kadar Cenk de hatalıydı. İlerleyen bölümlerde 80. dakikaya kadar Beşiktaş ağır baskı kuramadı. 80 sonrası bambaşka bir Beşiktaş ve bambaşka bir Gaziantepspor vardı. Gaziantepsporlu oyuncular yerden kalkmadı. Hatta işi biraz da abarttılar.

80. dakikada Beşiktaş kazanır diyebiliyordum. 86. dakikada Almeida'nın golü geldi ve Beşiktaş umutlandı. Son gol ise son uzatma dakikasında geldi. Toraman bir önceki pozisyonda ofsaytı bozarken -ki buna çok emin değilim, tekrarını izleyemedim henüz- bu sefer ofsayttaydı ama hakem kaçırdı. Egemen'in yaradana sığınıp vurduğu top ağlara gitti.


Hakem oldukça vasattı. Maçın ilk 30 dakikasında sarı kart nazlanarak çıkarken sonra gelene geçene kart dağıtıldı. Bu sadece Özkalfa için geçerli değil. Ne yazık ki tüm hakemlerimiz böyle.


Tanju için konuşmak erken. Kötü değildi ama İsmail'den de iyi değil. Şimdilik kulübede kalır. Sivok bir an önce dönmeli. Toraman geldi geleli kalemizden gol eksik olmuyor. Dönmesi gereken diğer isin de Q7. Tüm yük Fernandes'de. Simao da bugün vasatın üzerindeydi ama erken oyundan alındı. Almeida'nın gol atması sevindirici ama en azından Edu'nun yerine oynasın Pektemek. Fernandes için fazla şey söylemeye gerek yok.


6 gün sonra takım Kayseri deplasmanında. Kayseri uykuda. Sessizce galibiyet alıp gelmek lazım. Zorlu seri başlıyor be puan kaybı motivasyonu düşürebilir.

Hiç yorum yok: