24 Haziran 2010 Perşembe

Ezeli rekabet: İngiltere - Almanya


Tatsız geçtiği iddia edilen Dünya Kupası yüzümüze tokat gibi bir maç çarptı. Almanya-İngiltere. Teşekkürler Gana, teşekkürler ABD, teşekkürler Cezayir, Sırbistan ve bu eşleşmeye sebep olan her kim varsa...

Almanya İngiltere. Avrupa'nın iki dev ülkesi. Elbette ki bu iki ülke arasındaki rekabet futbolla sınırlı değil ancak futbol eksenli gelişen rekabet de tek başına bir tarih olabilecek nitelikte. 1899 da başlayan rekabet 100 yılı aşkın süredir devam ediyor. 2 Dünya Savaşı görmüş, Hitler'i yaşamış, Kraliçe Elizabeth'in nişanına sahne olmuş bir rekabet...
1899'da verilen ilk mücadelede malum İngilizler futbolla daha fazla haşır neşir olunca farklı skorlar alındı. O dönemde İngiltere ile yeşil çim üzerinde baş edebilmek oldukça güçtü. Önce Berlin'de karşılaştı iki takım. İngilizler 13-2 kazandı, 2 gün sonra 10-2 kazanan ve sonrasında Prag'da 8-0 ve Karlsruhe'de 7-0 kazanan hep İngilizler olacaktı.

1899'dan 1933'e kadar iki ülke arasındaki maçlar devam etti. Almanlar, İngilizleri savaş meydanında yenebilecek güçteydi ama yeşil sahada bu pek mümknü olmuyordu. 1933'te oynanan maç diğerlerinden biraz daha farklıydı. Londra'da planlanan maçı İngiliz İşçi Sendikası protesto ediyordu. Sebep Nazi propogandasının yapılıyor olmasıydı. Maç işçilerin umrunda değildi onlar ülkelerinde Nazi görmek istemiyordu. Almanlar ise trenlerle Londra'yı fethetmeye gidiyordu. Yaklaşık 8000 Alman'ı taşıyordu trenler. Umut ile gittikleri Londra'dan boynu bükük ayrıldılar. İngilizler bu sefer 3-0 kazanmıştı. Haftasonu gazetelerde centilmenlik ve kardeşlik temalı yazılar yazılacaktı... Kazanan dostluk ve futboldu...

Tam 5 yıl sonra yine çok konuşulacak bir maça daha sahne oluyordu rekabet. Bu sefer ev sahibi Londra değil Berlin'di. 110000 kişi izliyordu maçı. Her şey normaldi ta ki İngilizler evsahiplerine saygı olsun diye Nazi selamı verene dek. Bu maçı kimin kazanacağı o dakikadan sonra mühim değildi; Çünkü Almanlara göre Almanya o an maçı kazanmıştı. Ulrich Rinder "Strikers of Hitler" kitabında maçla ilgili olarak şu satırlara yer verdi: "O dönemde İngilizlere kaybetmek olağandışı değildi. Maçın skorundan daha önemli bir şey varsa, o da maçın Hitler propogandasının etkisi altına girmesiydi"...

1938'den sonra tam 16 yıl boyunca iki ülke birbiriyle karşılaşmadı. 16 yıl sonra, 1954 yılında İngilizler Almanları yine bir dostluk maçında 3-1 yendi. O yıl 3-1 kazanan İngilizlerden çok Almanları mutlu eden bir yıl olacaktı. Batı Almanya 54 Dünya Kupası'na uzanacaktı o sene. Üstelik bizimle iki kez oynayarak. Grup maçında 4-1, daha sonra play-off maçında 7-2 yenecekti bizi. Batı Almanya'nın iki kez oynadığı tek takım biz değildik elbette. Aynı grupta mücadele ettiğimiz Puskas'lı Macaristan Almanları grup maçında 8-3'le geçerken finalde 2-0 öne geçmesine rağmen 3-2 yenilmekten kurtulamadı ve Dünya Kupası'nı Almanlar'a bıraktı...

İki ülkenin karşılaştığı ilk ciddi turnuva 1966 Dünya Kupası olacaktı. O senenin 23 Şubatında Adalılar Panzerleri 1-0 la geçmişti ve sonraki karşılaşma 30 Temmuz'da 66 Dünya Kupası finali olacaktı. 23 Şubat'ta İngiltere formasıyla ilk resmi Milli maçına çıkan Geoff Hurst 30 Temmuz'daki finale damgasını vuran isim olmuştu. Normal süresi 2-2 biten maçın uzatma dakikalarında Hurst'un 2 goluyle İngilizler kupaya uzanırken Almanlar'da hakeme isyan vardı...

Uzatmalarda İngiltere'nin 3-2 öne geçtiği tartışmalı golü veren yan hakem Tofik Bakhramov İngilitere'de en sevilen ikonlardan biri haline gelecek ve Kraliçe Elizabeth tarafından da ödüllendirilecekti. İngilizler öyle sevmişti ki bu adamı 2004 yılındaki Azerbaycan - İngiltere maçında Azerbaycan'a takımını desteklemeye giden İngiliz taraftarlar Bakhramov'u unutmayacak ve mezarına çiçek bırakacatı... Alman Kicker ise Sovyet hakemin, Sovyetleri yarı finalde yenen Almanya'yı çekemediğini iddia ediyordu. Almanlar için bu maça bir hatıra daha geliyordu. Bu tartışmalı gol Alman futbol literatürüne Wembley-Tor olarak geçiyordu...
1968'de ise Almanlar İngilizlere karşı ilk üstünlüğünü kuruyor ve Beckenbauer'in golüyle 1-0 kazanıyordu. Bugünden sonra Lineker'i o efsane söze götüren klişe gerçekleşmeye başlıyordu.
“Football is a simple game; 22 men chase a ball for 90 minutes and at the end, the Germans always win”.

Futbol 22 kişinin bir topla 90 dakika boyunca oynadığı ve sonunda da Almanların kazandığı basit bir oyundur...

1968'den 2 yıl sonra bu kez iki takım Meksika'da çeyrek finalde karşılaşıyordu. İngiltere 2-0 önde tamaladığı ilk yarının ardından ikinci yarıda Beckenbauer, Seeler ve Müller'in golüne engel olamayınca 3-2 kaybedip turnuvaya veda ediyordu. Bu maç İngiliz futbolunun Alman futbolu karşısındaki kırılma maçıdır. İngilizler bu maçla birlikte moral olarak çökmüştü. Öyle ki 2 yıl sonra Avrupa şampiyonası çeyrek finalinde kaybedilen 3-1'lik maçın ardından bile bu maç konuşuluyor olacaktı...

10 yıl sonra bu kez bir başka Dünya Kupasında karşı karşıya geldiler. İngilitere grubunu lider tamalarken, Batı Almanya tarihin en büyük şikelerinden biri olduğu iddia edilen maçta Avusturya'yı 1-0 la geçip grubu Avusturya'nın önünde lider tamaladı. 2. tur gruplarında eşleşen iki takım da gol bulamadı ve 0-0'a razı oldu. Ancak grubun diğer temsilcisi ev sahibi İspanya'yı yenen Almanya grubu İngilitere'nin önünde lider tamamladı ve bir üst tura çıktı. İngilitere ev sahibiyle yenişemedi ve ikinciliğe razı oldu. Yarı finalde Fransa'yı yenen Almanya, finalde o dönemlerin futbol ekolu İtalya ile karşılaştı. İtalyanlar Rossi, Tardelli ve Altobelli ile geçti Almanları ve Kupayı 3. kez müzelerine götürdüler...

Bir sonraki mücadele için taraflar 8 yıl beklemek zorunda kalacaktı. 1990 yılında bu sefer yarı finalde eşleşti iki ülke. Brehme ve Lineker'in golleriyle 1-1 biten maçın galibini penaltı atışları belirledi. Pearsce ve Waddle kaçırınca İngilizler bir kez daha mağlubiyeti tatmış oldu. Finale çıkan Almanya Brehme'nin penaltı golüyle Arjantin'i geçti ve kupayı aldı. Bu maçı unutulmaz kılan ve dramatikleştiren olayda ise başrol Gasgoigne'indi. Yarı finalde sarı kart görünce finalde cezalı olacağını düşünen İngiliz oyuncu sahaya göz yaşını döküyordu. Onu daha çok üzen ise elenip tüm takımın finalde oynama şansını kaybetmesiydi...


6 yıl sonra iki ekip bu kez İngiltere'nin ev sahipliği yaptığı Avrupa Şampiyona'sında karşılaştı. Hırvatları eleyen Almanlar ile İspanyolları geçen İngilizler yarı finalde eşleşti. Beşiktaş formasını da ıslatan Kuntz'un ve İngiliz efsanesi Shearer'in golleriyle 1-1 biten maçın galibini yine penaltı atışları belirledi ve yine Almanlar kazandı. Southgate 6. penaltıyı kaçırınca Möller affetmedi ve ülkesini finale taşıdı. Finaldeki rakip Çeklerdi. Bierhoff'un altın golüyle 2-1 kazanan Almanlar bir büyük kupayı daha kaldırdı, üstelik ezeli rakibinin evinde...

2000 Avrupa Şampiyonasında ise bu sefer yarı finalde değil gruplarda karşılaştılar. Maçı İngilizler 1-0 kazandı ve bu galibiyet tek galibiyetleri oldu. Almanlar ise tek puanını Romanya'dan aldı. Portekiz ve Romanya'nın ilk iki sırayı aldığı grupta iki dev daha ilk turda evine döndü...


Son olarak 2002 Dünya Kupası elemelerinde karşılaştılar. İlk maçı Hamann'ın golüyle 1-0 alan Almanlar ikinci maçı hatırlamak dahi istemeyecektir. Sven Goran Eriksson'un talebeli Wembley'in açılış maçında, Wembley'e yakışır bir galibiyet aldılar ve Panzerleri evlerine 5 golle uğurladılar...

Bu maç iki takım arasındaki son maçtı. Bir Dünya Kupası daha ve bir İngilitere-Almanya maçı daha...

Bir sonraki randevu... 27 Haziran Pazar...

Hiç yorum yok: