Evde küçük çocuk olunca maç, dizi, haber hepsi yalan oluyormuş; varsa yoksa çizgi film...
1 hafta boyunca 8 yaşındaki (kendisi 9 olduğunu iddia eder) kuzenimle aynı evde kalınca bende de biraz çizgi film kültürü oluştu tabi. Eskiden beri izlediğim Cedric'in yanına 2 tane daha çizgi film ekledim.
Birisi Afacan Dennis. Bay Wilson denilen adamın iflahını kurutan; bitmek, tükenmek bilmeyen lanet bir enerjiye sahip anlamsız bir çocuk. Kuzenim onu izledikçe eğlense de; ben daha ilk filmden nefret ettim gençten. Yazık Bay Wilson'a yahu...
Bir diğer çizgi film: "Life with Louie", Türkçe adıyla sanırım "Afacan Lui". Böylece anladık ki Türk çevirmenler ortada afacan bir çocuk varsa çizgi filmin orjinal adını ciddiye bile almayıp, afacan bilmem ne koyup geçmişler.
Normal hayatta olsa böyle bir çocuktan nefret ederdim. Küçükken böyle bir arkadaşım olsa 3 öğün döverdim. Böyle mıy mıy, geveleyerek konuşan, burnu kapalı gibi sesi çıkan, harflerin yarısını telaffuz edemeyen çirkin bir çocuk. Kısacası Demirören'in küçüklüğü işte. Ama çizgi filmde çocuğa nasıl bir kimlik giydirdilerse pek tatlı geldi bana. Babası da alt tarafı ince üst tarafı kalın bir adam. Annesi tipik ev hanımı.. 1 bölüm izleyin sizi de saracaktır...
Ve son olarak çocukluğumdan beri izlediğim Cedric. Bu harika işte. Kendisi "Doğu incim" olarak tanımladığı Çinli bir kıza aşıktır. Cedric'in dünyası onun etrafında döner. Sürekli Chan ile ilgili hayaller kurar. Babası kilim satıcısı ama cillop gibi evleri var maşallah. Christian denilen bi halta yaramaz bir kankası var. Bir de Türk filmlerinden esinlenme sınıfın zengini Nicolas denilen bir züppe var. Cedric sürekli hayaller kurar, Chan ona küser, sonra Cedric düşünür düşünür, sonunda efsanevi saçlı dedesine danışır. O, bir yol gösterir ve Chan ile Cedric barışır.
Her gece "8 yaşında bir çocuksanız hayat gerçekten güzel" der sonra da uyur, çizgi film biter ama kanal değişmez. Neden? Çünkü hemen bir başkası başlar...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder