28 Ekim 2013 Pazartesi

Moyes'un takımının geleceği


Sir Alex 20. Şampiyonluğu da alıp Manchester’ı zirvede bırakırken sorulan soru yerine kimin geleceğiydi. Yanına birini alarak, bir süre sonra ona emanet etmiyordu. Yerine yepyeni biri gelecekti. Belki onun sistemine benzer bir sistem ile devam edecek, belki de bambaşka bir oyun tarzı benimseyecekti.
Mourinho dedikoduları vardı ama Portekizli maymun iştahıyla klasik Manchester’a pek uygun bir hoca değildi. Aslında klasik Manchester dediğimizin de ne kadar klasik olduğunu bilmiyoruz. Sir olmasaydı, yine benzer şekilde uzun yıllar birileriyle çalışacak mıydı? Ya da o da diğerleri gibi başarı gelmediğinde yenisini mi deneyecekti. Bunu asla bilemeyeceğiz.
Sir giderken yerine, adı anılan bir başka isim de Moyes’du. İskoç oluşu, Everton’da yıllardır belirli bir çizgide takımı tutuşu ve EPL’nin en istikrarlı hocalarından oluşu onun adını ön plana çıkarıyordu. Manchester da kararını bundan yana kullandı. Alex’in yerine bir başka İskoç geliyordu.
David Moyes, istikrar ligi tanıma gibi iyi özelliklerin yanında bazı handikapları da barındırıyordu. Bunun da en önemlisi “winner” hoca değildi. Sir Alex geldiğinde “winner” mıydı? Evet. Aberdeen ile Avrupa Kupası kazanmış bir hocaydı ve CV’si bu bakımdan daha sağlamdı. Moyes, iyi hocaydı ama kupası yoktu. Manchester gibi şampiyonluğa ve kupaya alışık bir takım için büyük problemdi.
Moyes’un bu dezavantajı bugüne kadar göz önüne çok kere çıktı. Büyük maçlarda takım tutuk ve ligdeki konumu hiç de iyi değil. Henüz yargılamak için erken ama işler pek de iyi gitmiyor şu ana kadar.
Elindeki kadronun yeri 8. Sıra değil ama şunu da kabul etmek gerekir ki elindeki kadro şampiyonluk kadrosu da değil. Chelsea’nin de, City’nin de kadrosu daha iyi ve daha geniş. Burada da problem biraz Moyes’dan kaynaklanıyor. Sene başında şu çok açık ve netti ki Manchester’ın kadrosunu şampiyon yapan hocaydı. Eldeki kadro geçen sene de City’nin kadrosunun altındaydı ama Sir Alex etkisiyle oyuncular bir üst sınıf oyuncusu gibi oynuyordu. City’de kadro yüzü göremeyecek adam Welbeck çok maçta ilk 11 çıktı ve milli takıma kadar yükseldi. Cleverley,  kadar da yetenekli bir adam değil açıkçası. Shelvey ile birebir kıyasladığında daha iyi diyemem ama Sir Alex ile birlikte çok daha iyi oluyordu. Smalling, Evans gibi isimler rakiplerde yedeğe giremez ama ManU’da çok maç oynuyordu. Sir Alex bu oyuncuları sisteme iyi adapte ediyor, diğerlerini de parlatıyordu. Moyes bunu yapamayacaktı ve transfer gerekiyordu.

Thiago transferinin bitirilememesi, Fabregas’la fazla zaman kaybedilmesi, Herrera’nın alınamaması ve son dakikada gelen Fellaini. Oortasahaya takılınca ağ bekin unutulması. Stoper, sağ bek ve orta saha ihtiyacından sadece orta sahaya transfer yapıldı ve yetersizdi. Hoca Alex Ferguson olsa yeterliydi ama Moyes için yetersizdi. Bu da daha ilk 9 haftada kendini gösterdi. Aynı takım ama takım oynamıyor. Geçen sene baskı kuran ve bir şekilde kazanan Manchester kazanmakta zorlanıyor.
Bugünkü anlayışla devam edilirse ilk 4 hayal olarak kalır. En azından devre arası transferine ihtiyaç var. Kanatlar şu an boş. Janujaz bile geldiğinde farkediyor ki adı olan ama kendi olmayan Nani ve istikrarsız Ashley Young’a teslim edilmiş durumda. Stopere adam şart, zira Vidiç de Ferdinand da artık kolay sakatlanıyor ve ikisinin sürekli oynaması büyük şans olur. Rafael adapte edilemeyecekse sağ bek de şart. Phil Jones ne savunması ne de hücumu sağ beke uygun adam. Zaten sakar bir oyuncu ve bir de hızlı adamların önüne atıldığında rakip için maden oluyor orası.
Manchester’in ilk 4’e girmesi başarı değil ama önümüzdeki yılı düzgün planlayabilmek için ilk 4 şart. Hoca için 6 yıl sabredileceğini sanmıyorum. Sabredilmezse de bundan sonraki performansına bağlı olarak yıl sonu yollar ayrılabilir. Bunu konuşmak için erken ama ihtimal dışı değil.

 

Hiç yorum yok: