Akhisar Belediye bu ligin heyecan veren takımlarından biri. Bu anlamda ligde olmaları çok güzel. İngiltere'nin lokal takımlarına bu kadar imrendiğimiz şu günlerde, Akhisar gibi seyircisi az ama özel, takımı kendine has bir kimliğe sahip, hocası farklı bir takımı ligimizde izlemek hoş.
Akhisar iyi hücum hattı, görece daha zayıf savunması olan bir takım. İlerideki Bruno ve Niasse, ortada Bilal ile iyi hücumu var ama savunması için aynı şeyleri söylemek zor.
Beşiktaş ise geçen yıla göre savunmayı toparlamış, kaleyi emin ellere teslim etmiş ama sezon başındaki formundan uzak görüntüde. Oğuzhan, Atiba ve Biliç haftalar sonra dönmüş ve galibiyete ihtiyacı olan bir takım.
Oğuzhan'ın dönüşü orta alanda top yapan iki oyuncu olması açısından kritikti ve genç oyuncu bunu döndüğü ilk maçta hissettirdi. Beşiktaş, özellikle geçen haftaya nazaran oyuna daha iyi hükmetti. Oyunun büyük bölümünde topun sahibiydi. Siyah beyazlılar için tehlike kontralardı, üstelik iki hızlı olmayan stoperin oynadığı günde.
Oğuzhan'ın golü ve sonrasındaki baskılı oyunu izleyip, televizyonu kapatan birine maçın 3-3 bittiğini anlatamazsınız. İkna edemezsiniz. Almeida'nın karşı karşıya kaçırdığı pozisyonda Beşiktaşlılar hep bir ağızdan "bunu aramayalım" demiştir ama ne yazık ki arandı.
Her şey yolundayken oyuna giren Kenan ile birlikte Akhisar tehlikeli gelmeye başladı. Bu 15 dakikalık tehlikeli oyuna da 3 gol sığdırdılar. Bilal, Kenan ve Bruno'nun güzel oyunu 3 gol koydu cebe. Kenan'ın bu formundan sonra, Beşiktaş'ın altyapı koordinatörlerinin kulağı bir iki çınlamıştır muhakkak. 3,5 pozisyondan 3 gol çıkaran Akhisar ilk yarıyı böyle kapatayım derdine düşmüşken Oğuzhan Kartal'ı tekrar umutlandırdı.
İlk yarı 3-2 bitmesine rağmen Beşiktaş kazanabilirdi. Akhisar'ın "kazanabilirim" içgüdüsü aslında Beşiktaş'ın ekmeğine yağ sürüyordu. İkinci yarı yine açık oynuyordu iki takım da. Beşiktaş baskıyı kurdu ve golü buldu. Golden sonra da çok pozisyon buldu ama atamadı. 70'e kadar atsaydı maç bambaşka olurdu. Zira 70'e kadar Akhisar kazanacağına inanarak çıkıyordu ve savunmada derin boşluklar bırakıyordu. 70'ten sonra en az 1 puan alayım oyununa döndüler ve savunmayı sıkı tuttular.
Bu süreçte Beşiktaş'ta Frei, Atiba ve Pektemek oyuna girdi. Frei için zor maçtı ve yorum yapılabilecek bir performans göstermedi. İyi ya da kötü demek için erken, öngörü için de yeteri kadar oynamadı. Pektemek ise Almeida çıkarken, girmesin dediğim tek isimdi. Kapalı savunma karşısında zoru denemeyi seven ve sıkışık maçı iyice sıkıştıran adam. Sakatlıklar onu çok etkiledi ve kendini ispat sürecinde. Kendini yeteneğiyle değil de, basit oyunuyla ispatlamaya çalışsa daha iyi olacak.
Atılan 3 gol şaşırtıcı değil açıkçası. Beşiktaş'ın Akhisar'a 3 gol atması normal. Sıkıntı yenilen 3 golde. Savunmayı savunmak imkansız. Tolga, ekstra çalışmadı. Yediği gollerin hiç biri "bu gol yenir mi?" golü değil, belki 3. gol için bunu diyebiliriz ama Tolga bizi bunları kurtarmaya alıştırınca burun kıvırıyor taraftar. Savunma dörtlüsü ise bugün vasattı. Yediğimiz ilk 2 golde savunmanın arasına kaçan adam vardı. Beşiktaş savunması bu hatayı yapmamalı. Bir takım gol yiyorsa elbette tüm takım sorumludur bundan ama bu sefer problemin büyüğü savunmadaydı.
İleride her şey güllük gülistanlık mı peki? Töre'de ciddi düşüş var, Olcay zaten geçen yılki Olcay'dan uzak. Almeida takıma oturmuyor. Ömer ya da Eneramo daha fazla şans bulmalı.
Son olarak dakika 87'de oyuna gören Mehmet Akyüz'ü gördüm. Almeida'ya, Töre'ye, Olcay'a kucak açtım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder