2-0 büyük avantajdı. Buradan kolay kolay da kimse maç vermezdi. Söz konusu Beşiktaş olunca insan "Acaba?" diyor işte. Geçmiş gözümüzün önüne geliyor, tesislerde Şifo Mehmet ile konuşan baba akla geliyor...
Beşiktaş maça Cenk, Toraman, Egemen, Sivok, Tanju, Ernst, Necip, Veli, Fernandes, Q7, Simao 11 ile çıktı. Diziliş şöyleydi diyecek babayiğit tanımıyorum. Cavalhal'in bile net bir dizilişle sahaya çıktığını düşünmüyorum. Kalabalık ortasaha ile rakibi orada bunaltmak ve top kazanmak Quaresma'nın driblinglerinden faydalanmak üzerine kurulmuş bir sistem. 10 yıl sonra biri bu maçın kadrosunu görse oyuncuları sahaya yerleştiremez.
Maça Braga daha istekli başladı. İstanbul'a 2-0 dezavantajlı gelince, beklenmedik bir durum değildi. Rakipte öne çıkan 3 oyuncu vardı. Alan, Lima ve Hugo Viana. Gol de bunlardan ikisinin işbirliği ile geldi. Alan sağdan girdi -ki savunmanın o bölgede oyuncuyu o kadar rahat bırakmaması gerekirdi- içeri çıkardı ve içeride Lima topu ağlara gönderdi. Golde aslan payı Cenk'indi. Yandan gelen topu alamayacaksan ön direğe gitmenin anlamı yok. Genç kaleci bu hatalardan ders çıkarmalı. Bugün hala "olacak" diyoruz ve bir süre daha devam edeceğiz buna ama Cenk'in de üzerine koyması gerekiyor.
Golden sonra Carvalhal takımın ileride top tutamadığı görmüş olacak ki çıkması gereken kadroya döndü. Necip ile Almeida değişti. Böylece Braga o kadar rahat ileri çıkamayacaktı. Forvetli oynamak sadece bu nedenle bile forvetsiz oynamaktan iyidir.
İlk yarının sonu ve ikinci yarının ortasına kadar geçen sürede Beşiktaş oyunda dengeyi sağladı. Özellikle Portekizlilerle iyi hücum organizasyonu geliştiriyordu. Quaresma lig maçlarındaki görüntüsünden uzaktı. Daha fazla mücadele ediyordu. Hucümda hala bir kaç ay öncesinin çok gerisinde.
Maçın özellikle son 15 dakikasında Braga gol için daha fazla öne çıkmaya başladı. Pozisyon da buldular ancak değerlendiremediler. Skorun da etkisiyle Beşiktaş iyice savunmaya kapandı. Bu süre zarfında Braga'nın atacağı gol turu Portekizlilere getirebilirdi. O moralsizlikle ve savunmacı kadrosuyla Beşiktaş turu zor getirirdi. Neyse ki olması ve maç 1-0 bitti.
Maç içinde Ernst yine bildiğimiz mücadeleci kimliğini gösterdi. Savunma hattı da ufak hatalara rağmen başarılıydı. Toraman savunma anlamında sorunsuzdu belki ama hücuma sıfır destek vermesi takımın hücum opsiyonlarını çok azaltıyor. Hilbert'i aramaya devam ediyoruz. Fernandes ise hala bu takımın maestrosu. Dün belki çok ön plana çıkmadı ama duran toplardaki iyi ortaları bile rakip için büyük tehdit.
Şimdi rakip Atletico Madrid. Biz Arda'lı Atletico Madrid'le mi oynayacağız yoksa onlar Simao'lu Beşiktaş ile mi oynayacak emin değilim. Diğer taraftan Arda'nın İstanbul'a gelişi mi yoksa Simao'nun Madrid'e gidişi mi daha önemli bilmiyorum.
2 yorum:
Onlar Ernst'li Besiktasla oyansinlar, bizde mumkunse Falcao'suz Atleticoyla oynayalim...
Atletico bu beşiktasa fena çakar...
Yorum Gönder