Geçtiğimiz sezonun başında Sir Alex'in emekliye ayrılmasının ardından takımın başına "The Chosen One" David Moyes gelmişti. Moyes'un gelişinde vatandaşı Sir Alex'in etkisinin az olduğunu düşünmek yanlış olur. İskoç teknik direktör Manchester'daki görevinde 1 sezon bile kalamadı. Bana kalırsa gelişi de, gidişi de hataydı. Gelişi belki kabullenilebilirdi ama gidişi Manchester geleneklerine tersti.
Moyes hakkında yazılacak, söylenecek çok şey var elbette ama bugünün Manchester'ını konuşurken ondan çok fazla söz etmek yersiz olur. Sir Alex'in adının daha çok anılması daha doğru olur, zira bugünkü takımda Alex Ferguson'un etkisi, Moyes'dan daha fazla.
Manchester lige iyi başlayamadı. Görece kolay bir fikstür olmasına rağmen 2 maçta 1 puan toplayabildi. İlk hafta Swansea'ye içeride 3 puan bıraktı. Şimdi de Sunderland deplasmanında 2 puan bıraktı. Sunderland maçının skoru hadi neyse kategorisine girer ama ilk maçın, skor olarak kabul edilmesi mümkün değil.
Bir üst paragraf oturmuş bir takım için geçerli. Chelsea, City, Liverpool için bunlar doğru ama Manchester için değil. Çünkü bu takım yeni kuruluyor. Üstelik Ağustos sonuna kadar, yeni malzeme de gelecek. Onların da adaptasyonu olacak ve süreç devam edecek. Ne zamana kadar? Eylül ayının sonunu rahat bulur diye düşünüyorum ve o zamana kadar saçma sapan puan kayıpları olacaktır. Tabi bu "iyi o zaman yenilelim" demek değil ama beklenti yüksek olmamalı.
Adaptasyon süreci sadece yeni gelen oyuncular ve mevcut oyuncularla hocanın iletişimine özgü değil. Van Gaal, ManU'da yeni bir sistem deniyor ve eldeki oyuncuların çok azı daha önce bu sisteme göre oynadı. Hollandalı 3-4-1-2'ye yakın bir sistem deniyor. Hazırlık maçları ve ligde geride kalan iki maç bunu gösterdi. Tüm transferler bittiğinde ve takım tamamıyla bu sisteme adapte olduğunda iş yapabilir bir sistem. İngiltere'de üçlü defansı harcarlar kısmına katılmıyorum. Liverpool bu sistemle oynadı ve çok da başarılı oldu. Üstelik Dünya Kupası bize üçlü defansın tekrar popüler olacağı sinyalini verdi.
Burada sistem analizi yapmayacağım ama iki iyi bekle üçlünün iş yapacağını özet bilgi olarak vereyim. Shaw ve Rafael/Valencia ile sistem tutabilir. Benim fikrim tutacağı yönünde. İçinde biraz da temenni var.
Üçlü savunma muhtemelen Jones, Rojo ve Smalling/Evans olacak. Bana kalırsa bu bölgeye bir transfer yapıp Smalling/Evans ikilisinin ikisini de kulübeye çekmek gerekir. Blind uzun süredir adı geçen bir oyuncu ancak henüz somut bir gelişme yok. Gelirse Shaw için de alternatif olur. Hummels ayarına çıkılamayacağı kesin artık. Vlaar ayarında bir oyuncu alınabilir.
Shaw gelene kadar Young'ı çekeceğe benziyoruz. Aston Villa'dan alındığı dönemde muazzamdı ancak her geçen gün daha da düştü. Sözleşmesi bitene kadar da satışı zor görünüyor. O maçı verecek kulüp bulunmaz. Bulunursa önümüzdeki yıl Nani'yi de vermek gerekir onlara.
Ön taraf ise kale ile beraber takımın en iyi yeri. Mata üst düzey bir futbolcu. Rooney, RvP net golcüler. Yedeklerde Welbeck ve Hernandez var. Biri satılabilir. Mata'nın arkasına bekleyen Adnan da oldukça yetenekli ve uzun sezonda iş yapar. Zaten bu bölgeye alternatif Kagawa da var.
Tüm bunlara rağmen Di Maria'nın transfer edilmek istenişi kadro açısından bana anlamlı gelmiyor. Üstelik fırsat transferi de değil. Yüksek bir bonservis bedeli var. üçlü savunmada Arjantinliye yer de bulamıyorum ben. Mata, Rooney, RvP üçlüsünden birinin kesilmesi ihtimal dışı olmalı. Transfer reputasyon artırmak amaçlı olabilir. ManU'nun düştüğü dönemde kaliteyi artırmaya dönük bir transfer olarak düşünülüyor olabilir. Kısacası LvG'den çok Glazer transferi gibi görünüyor bana.
Orta alana transfer de yapılacak sanırım. Artık Vidal kalibresinde birinin alınması zor görünüyor. Bu bölgeye De Jong alınır büyük ihtimalle. Young'dan sonra bir sevimsiz daha alınmış olur.
Van Gaal büyük hoca. Ona sabretmek gerekir cümlesi bile gereksiz olur. Sakatların dönmesiyle takım toparlanacaktır. Şu andaki temel problem sistem ya da hocanın kötülüğü değil, oyuncu kalitesinin düşüklüğü. Sakatlar dönünce kalite yükselecek.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder