29 Eylül 2010 Çarşamba

Piknik


Bugün bir arkadaşım "Ya Yusuf, piknik yapsak ne güzel olurdu değil mi?" gibi benimle uzaktan yakından alakası olmayan bir soru sordu. Yanlış adama sorduğunu anlaması 1 dakika sürdü...

Piknik yapmayı sever misiniz bilmiyorum ama ben hiç sevmem. Benim için külfetten ibarettir. Öncesinde bir sürü hazırlık. Onu al, bunu al, kilim al, su al, kömür al, mangal al, şunu al, bunu al... Al al bitmez. Herşeyi aldım sanırsın ama kesin bir şeyler unutmuşsundur. Pikniğin olmazsa olmazıdır evde birşeyler unutmak. Sonra gidersin, bir yer bulursun, hem gölge olsun, hem yeşillik olsun, düz yer olsun, herkesten uzak olsun, su varsa suya yakın olsun falan filan. Bunların bazılarından feragat edersin elbette...

Bunlar tamamen stres benim için. Bununla bitti mi? Tabi ki hayır.. Getirdiğin yiyeceklerin bir kısmına böcek gelir, karınca gelir, bazılarından karınca ayıklanır, bazıları çöpü boylar... Sonrası daha dertli herşeyi hazırlarsın, pişirirsin, afiyetle yemek için oturursun... Hooop arı gelir. Arı en beteridir, karınca gibi uzaklaştırılmaz, biri gider biri gelir. Düşünmek dahi istemiyorum...

Bu arada asıl dertlerden biri sudur. Bulunduğun ortamda su yoksa çiledir. Suyu tasarruflu kullanmak zorundasın. Elin kirlenir yıkayamazsın, içmek istersin bardağa böcek gelmiştir içine sinmez, derken susuzluğu yeğlersin. Bir başka dert ise tuvalet. O bölgeye yakın tuvalet yoksa direkt eve dön. Varsa da umuma açık tuvalet ne kadar hijyenik olurki...

Sonra akşam eve dönersin bir yorgunluk çökmüştür. İşte bomba burda... Yıllardır şu hikeyeyi dinleriz. "Temiz hava yordu." Al sana temiz hava. Deli gibi çalıştığın için yoruldun, temiz havayla ne alakası var...

Son olarak konuyu futbola bağlayayım. Pikniğe bir şartla giderim: Maç... Hacım maç yaparız mis gibi derseniz ben de arabaya atlarım...

1 yorum:

aamet jr. dedi ki...

"Herşeyi aldım sanırsın ama kesin bir şeyler unutmuşsundur. Pikniğin olmazsa olmazıdır evde birşeyler unutmak."

Süper tespit. Pikniğin tek cümelik tanımı budur :)