15 Nisan 2012 Pazar

Fenerbahçe 2-0 Trabzonspor / Olaylarla Başlayan Süper Final



Bir gün gecilmeli de olsa herkesin beklediği (!) Süper Final başladı. Puan deperi normal sezona göre 2 kat daha değerli olsa da lig içindeki derbi hissini uyandırdığını düşünmüyorum. En azından ben Galatasaray derbisinde lig içindeki kadar heyecanlı değilim. Diğer taraftan Fenerbahçe Trabzonspor maçı da ligdeki kadar ilgi uyandırmış değil.


Maç öncesinden başlamak gerekir. Oyun öncesi gerçekleştirilen "19 Mayıs terk" gösterilerinin anlamı yok. Eldeki malı güzelleştirmek için çabalanıyor ama nafile. Eşeğe altın semer vursan da eşek yine eşek. Kimse memnun değil bu uzatma dakikalarından ama zorla oynatılıyor. Teknik direktörler memnun değil, oyuncular gönülsüz, taraftar desen bıkmış durumda ama oynanıyor işte.

Daha 1 maç oynandı ama şimdiden akla gelen gelmeyen herşey oldu. Dün yağmur yüzünden ertelenen Beşiktaş Galatasaray maçı, bugün maç öncesi kareografi de başına makara düşen taraftar (Durumu ciddi görünüyor, ameliyat olacak. Umarım en kısa zamanda sağlığına kavuşur), Burak Yılmaz'ın burnunun kırılması (Umarım onun da ciddi bir şeyi yoktur) ve son olarak Emre & Zokora arasındaki ırkçılık gerilimi. Bununla ilgili netleşmiş bir şey yok ancak Emre'nin açıklamaları böyle bir söylemde bulunduğu yönünde.

Bu ilk maç özetle son dönemlerin en iyi Fenerbahçesi ile vasat bir Trabzonspor arasında oynanan bir maçtı. Sabah Stoch'un kadroya alınmaması soru işaretleri bıraktı ancak bugünkü kumarı Aykut Kocaman kazandı. Bugün puan kaybı olsaydı kellesi istenecek adam da o olacaktı. Stoch'u bir kenara bırakırsak, Fenerbahçe ideal 11'i ile çıktı. Diğer taraftan Trabzonspor da ideale oldukça yakın bir kadro ile sahadaydı. Maça istekli başlayan Fenerbahçe özellikle ortasahada rakibini sindirdi ve maça hükmetti. Bir sezon boyunca yatan Gökhan Gönül'ün dönüşü, hücumda da ekstra bir adam koydu oraya. Ortasahayı iyi kapatınca savunmaya da çok iş düşürmediler. Trabzonspor neredeyse hücuma çıkamadan maçı bitirdi. Volkan'ın kurtardığı bir pozisyon dışında uzaktan şutlar vardı. Şenol Hoca bu sefer dersine iyi çalışmamıştı. Rakibi göbekten delmeyi denedi ama Emre ve Baroni'nin iyi performansı buna izin vermedi. Özellikle Baroni bu kadar formdayken kanatları çok denememesi hataydı. Özellikle Gönül'ün hücuma fazla çıktığı sağ tarafa yüklenebilirdi.



Günün adamı Baroni'ydi. Fenerbahçe'nin bugün en underrated oyuncusu Baroni'dir. Net bir savunmacı ya da hücumcu olmayınca bu ülkede dikkat çekmiyorsun. Baroni'nin bu durumunu Eduard Cisse'ye benzetiyorum. O da değeri bilinmeyen bir adamdı, tıpkı Baroni gibi. Oysa Avrupa'da böyle oyunculara oyunun iki yönünü oynuyor deriz.

Bu maç Beşiktaş Galatasaray maçını da etkileyecektir. Galatasaray dün oynamış olsaydı Fenerbahçe'nin 5 puan önünde maça başlayacaktı ve belki de bunun biraz rahatlığı olacaktı ancak yarın sadece 2 puan önünde başlayacaktır. Bu kime avantaj getirir emin değilim ama Beşiktaş'ın dezavantajına olacak gibi geliyor.

Bu maçın skoruna sevinmek mi gerekir üzülmek mi bilemedim. Seviniyorum Trabzonspor puan kaybetti, üzlüyorum Fenerbahçe puan kazandı ve Şampiyonlar Ligi ön elemesi ihtimali zorlaştı. Peki Fenerbahçe kaybetse Beşiktaş yakalayabilir mi? Sanmıyorum. O yüzden skor Beşiktaş için iyi.

Hiç yorum yok: