23 Mart 2009 Pazartesi

Süper Lig Güç Dengeleri #2


Milli maç arası ile birlikte Mart ayı Süper Lig için bitmiş oldu ve açıkcası Lig için olukça renkli bir aydı. İlk 5 sırada Beşiktaş'ın Trabzonu geçmesi dışında bir değişiklik yok. Değişiklik olması için çok fırsatlar yakalandı ancak bu fırsatlar bir türlü değerlendirilemedi.

Sivasspor (50) : Şubatın sonunda yaptıkları maçıda dahil edersek Mart'ta ligde yaptıkları 4 maçtan sadece 5 puan alabildiler. Kadıköy'de hem ligde hem kupada aldıkları ağır yenilgiler onları travma ortamına soktu. İlk patlayanda Bülent Uygun oldu. Kupada işleri çok zor ancak ligde 1 puan farklada olsa lider kalmayı başardılar. Beşiktaş maçı onlar için dönüm noktasıydı eğer yenilseler girdikleri travmadan bir daha çıkamazlardı. Alınan beraberlik rakiplerin yenilgilerinin yanında kâr kaldı. Milli maç arasıda kafalarını toparlamak için onlara zaman kazandırıdı.Yine böyle bir durum ile karşılaşmazlarsa Beşiktaş ile birlikte yarışa devam ederler.
Nisan ayı fikstürü de hiç kolay gözükmüyor; Denizli ve Konya gibi zor deplasmanlara giderken içerde Antalyaspor gibi tehlikeli bir takım var ayrıca Anadolu derbisi sayılabilecek Trabzonspor maçı var. Arada Fenerbahçe ile Kupa rövanş maçınada çıkacaklarını unutmayalım

Beşiktaş (49) : Şampiyonluk adayları arasında Mart ayını en iyi geçiren takım oldular.İnişli çıkışlı performansları vardı ancak 4 maçta alınan 10 puan çok değerli. Üstelik şimdiden Türkiye kupasını bir ucundan tutuyorlar.Denzili'nin Cisse-Ernst ikilisinde ısrarcı olması lazım. Sivok'u oraya çekip Zapo'ya yer açmak macera aramaktan başka birşey değil. Rotasyon önemlidir ancak Toraman-Sivok ve önlerinde Ernst-Cisse dörtlüsü bu takımın omurgasıdır ve zorunlu kalınmadıkça değiştirilmemelidir. Nobre'de bu takımın en iyi santraforudur ve Bobo ile Holosko Nobre'nin yapabileceği şeyleri yapamazlar üstelikte çok formsuzlar. Forvet ikilisinden biri mutlaka Nobre olmalı. Diğer isim performans,ceza ve sakatlıklara göre değişebilir. Denizli takım ile çok oynamaz ve şansı da kendisini terk etmezse şampiyonluğun en büyük adayı olur Beşiktaş. Sivas maçını kazanabilseler muhtemelen şampiyondular benim gözümde. Fikstürleri Nisan ayında biraz daha zor; İçeride de olsa Kayseri ve Bursaspor'u yenmek hiç kolay değil. Dışarda ise Kocaeli ve Eskişehirspor gibi çok tehlikeli takımlarla oynayacaklar. Kupada ilk maçı farklı kazanmaları onları Nisan ayında fazaldan 1 maç yapmaktan kurtardı diyebiliriz.

Trabzonspor (46): Tamamen kontrollerini kaybettiler ve serbest düşüşe geçtiler. Fenerbahçe ve Galatasaray bu kadar kötü olmasa şuanda 5. olmaları çok muhtemeldi. Ersun Yanal çok değişti açıkcası. "Hücum maç kazandırır savunma şampion yapar" felsefesinin dibine vurmuş anlaşılan. Bir hoca nasıl bu kadar değişir? Mart ayında sadece 1 puan toplayabildiler. Ersun hocanın Yattara ve Alanzinho'yu aynı anda oynatmasının zamanı geldi artık. Hücumda da Gökhan-Umut ikilisi çok kaçırıyorlar bence Isaac'a biraz daha şans verilmeli. Galatasaray maçındaki beraberlik olmasa çok daha kötü olabilirlerdi. Fikstürleri çok kolay olmasada ilk 2 haftada İBB ve Hacettepe karşısında çok zorlanmadan 6 puan alabilirler ve zor maçlar olan Gençlerbirliği ve Sivas maçlarına kafa olarak çok daha rahat girerler. Ancak şu milli maç arasında tüm takımın bir terapiye ihtiyacı var.

Fenerbahçe (44): Mart ayında oynadıkları zor maçları kazanırken kolay maçlarda konsantrasyon eksikliği yüzünden puanları dağıttılar. Emre çok formda ve takıma çok şey katıyor ancak agresif hareketleri takımına oldukça zarar veriyor üstelik kendisi gibi olan Volkan'ın iyi bir alternatifi varken Emre'nin alternatifleri iç karartıcı cinslerden. Milli maç arasıda onlara iyi gelecektir zira Alex'in iyileşmek için süreye ihtiyacı vardı. Bu saatten sonra ben Aragones'in Fenerbahçe'ye bir katkı getireceğini düşünmüyorum. Yapacağı tek etki negatif yönde olur bana göre ancak yollanacaksada sezon sonuna kadar beklenmeli. Yönetimin futbolcuları motive etmesi ve her maça büyük maç gibi bakmalarını sağlaması gerek. Milli maç arasından sonra Eskişehir ile oynayacakları maç çok zor. Es Es zaten zor bir ekip üstelik Emre ve Lugano'nun cezalı olması bütün yükü Alex'in üstüne yükleyecek. Üstelik bu maçtan alıncak kötü bir sonuç üstüne gelebilecek bir Galatarasay mağlubiyeti Aragones'in biletini keser. Bu maçları kazanabilirlerse düşüşteki Ankarasporu deplasmanda yenip evlerinde başka bir Ankara takımını yenerek belkide şampiyonluk için önemli bir avantaj yakalarlar.

Galatasaray (44) : Bülent Korkmaz tercihinin yanlış bir tercih olduğu açıktı. İçeride 5 yemiş olabilirsin ancak bunların hesabı sezon sonunda verilmesi gerekir. Zaten takım içinden birçok sakat olduğu için takımın çehresi çok değişti. Birde hocayı değiştirerek değişimin dibine mi vurulmak isteniyor anlamıyorum. Skibbe'den iyi bir alternatif zaten o an mevcut değildi. Sezon sonu beklenebilir belki takım toparlanır Skibbe'de kelleyi kurtarırdı. Bülent'in yaptığı hiç bir hamle bu takıma zarar vermekten başka birşeye yaramadı. Kazanılan maçlarda oynan oyunda hiç umut vermiyordu zaten. Sonunda Galtasaray Kadıköy rüyasını kendi elleri ile bitirmiş oldu. Bu haftada belkide bir daha rastlayamıyacakları fırsatıda teptiler. Son haberlere göre Lincoln izinsiz Almanya'ya gitmiş ve yönetimden ceza alacakmış. Açıkcası bu iş çok çirkinleşti. Lincoln Steophon Marbury'nin NBA'de yaptığını burada yapıp bir maçta oyuna girmeyi reddedebilir bu gidişle. Antep deplasmanı ve Fenerbahçe derbisi kaderlerini belirleyecek. Ya dibin dibide varmış diyecekler yada takım bir anda eski havasını yeniden kazanacak. Açıkcası sakatlar dönsede bir çıkış yapmaları zor gözüküyor.

Hiç yorum yok: