30 Ağustos 2013 Cuma

Yerli Kontenjanı Gurbetçiye!

 
Eskiden beri scouting'in altyapıdan daha verimli bir yatırım olduğunu düşünüyorum. Altyapının elbette scouting'e göre avantajları var ancak Beşiktaş, Galatasaray, Fenerbahçe gibi takımlar için scouting daha karlı bir araç.

Bu düşüncemin arkasındayım. Dünya'da altyapı üzerine kurulu çok az takım var. Barcelona doğru örnek olmaz. Zira çok özel bir takım ve altyapısı kadar scouting ekibi de kuvvetli. Bir çok genç yeteneği daha çocuk yaşta takıma katıyor (scouting) ve sistemine uygun yetiştiriyor (altyapı). Onun dışında Bilbao dikkat çeken bir başka takım ama onun da biraz eli mahkum.

Altyapısı ile nam salmış West Ham, Southampton gibi takımların da bu işten dünya para kazandığını ya da çok büyük başarılar elde ettiğini söylemek güç. Ancak öte yandan Porto gibi scouting temelleri üzerine kurulan bir takımın bu işten iyi para kazandığını ve büyük başarılar elde ettiğini görüyoruz. Sadece Porto değil diğer Portekizliler de bu işten ekmek yiyor. Portekizliler arasında scouting-altyapı dengesinin en denk olduğu takım ise Sporting. Sporting, altyapıya da büyük önem veriyor.

Örnekler çoğaltılabilir. Zaten varmak istediğim nokta da bu değil. Bu tartışmaya açık bir konu. Aksini düşünen de elbette vardır. Üzerine basa basa tekrar yazıyorum. Altyapının özel yanları var. Muhammed'i sahada görmek paha biçilmez. Necip'i sevmek bir başka sevmektir. Bir başkası için Semih Kaya çok anlamlıdır vs. Ancak altyapı kolay kolay zengin etmez, büyük başarı da çok az zaman getirir. Scouting ise ikisini de verir.

Türkiye'de yabancı kuralı sebebiyle altyapı yer yer scouting'in önüne geçebilir. Oynatmak zorunda olduğunuz yerli oyuncu var ve bunun iyi olmasını istersiniz. İyi yabancıya ulaşmak daha kolay, zira havuz geniş ancak iyi yerli kısıtlı, dolayısıyla da pahalı. Bu sebeple, yerliyi kendi içinizden çıkarmak istemeniz daha doğru olabilir. Ya da yerli oyuncuyu da yurtdışından getireceksiniz. Gurbetçiler...

 
Gurbetçi piyasasından bu topraklarda eskiden beri çok oyuncu ekmek yedi. Ersen Martin'ler, Mustafa Özkan'lar, Atilla Birlik'ler adını hemen yazdıklarım. Listeyi uzattıkça uzatabiliriz. Bugün ise bu havuz daha da genişledi. Özellikle takımlarımızın kadro kalitelerini bir, hatta bir kaç seviye yukarı çektiği şu günlerde bu daha da değerli olmaya başladı. Özetle, iyi yerli olsun istiyor takımlar ve çoğunlukla yurtdışında yetişen yerlilerin kalite/fiyat oranları daha yüksek.

Bu Beşiktaş için de geçerli. Beşiktaş da gurbetçi pazarından faydalanan takımlardan biri. Eskiye nazaran çok daha fazla başvuruyor bu yola. Üstelik kalitelilerini getiriyor. Beşiktaş'ın kadrosunda 10 tane gurbetçi var. Alman pasaportlu Günay Güvenç, Mehmet Akgün, Sezer Öztürk, Olcay Şahan, Gökhan Töre ve Ömer Şişmanoğlu. Avusturya'lı Veli ve Tanju, Avustralya pasaportlu Ersan, Hollanda pasaportlu Oğuzhan. Bu 10 oyuncunun 4 tanesi ise bu yıl takıma katıldı: Gökhan Töre, Ömer Şişmanoğlu, Günay Güvenç ve Sezer Öztürk. Beşiktaş neden bu oyunculara yöneliyor. Çünkü aynı oyuncu Türkiye'de yetişince fiyatı artıyor. Kayseri, Eskişehir, Gaziantep ve Gençlerbirliği gibi takımlar yüksek bonservis bedeli isteyebiliyor. Sözgelimi Olcay Şahan, Kayserispor forması giyseydi ve Beşiktaş talip olsaydı, kapıyı en az 5 milyon €'dan açarlardı. Oysa Beşiktaş onun için geçen sene 800,000 € ödedi.

Bilgi olması açısından Galatasaray'da 5, Fenerbahçe'de de 2 tane gurbetçi var. Beklendiği gibi Kayserispor'da 10 tane.

Altyapıdan yetişmiş iyi oyuncular, kaliteli gurbetçiler ve özel yabancılar ile başarı gelmemesi mümkün değil.
 

Hiç yorum yok: