21 Ocak 2012 Cumartesi

MP Antalyaspor 1-2 Beşiktaş

Maçı pür dikkat izleyemedim. Sohbet sırasında kulağım masada, gözüm maçtaydı.

Ligin gidişatı için bu maçın önemi var mıydı? Yoktu. Yarını belli olmayan ligde yapılan uzun vadeli plan önümüzdeki haftaya kadar geçerli oluyor. Beşiktaş için artık her maç tek maçtır. Antalyaspor, Beşiktaş'a karşı başarılı olamayan bir takımdır. Bunu Mehmet Özdilek'in Beşiktaşlılığına bağlayan basit insanlar da var maalesef. Aynı insanlar Rıza Çalımbay'ı da, Arif Erdem'i de, AbdullahAvcı'yı da, Bülent Korkmaz'ı da benzer sınıfa koyuyorlar. Şifo Mehmet çok sağlam Beşiktaşlıdır ama bugün Antalyaspor'un başarısından başka birşey düşündüğünü sanmıyorum.


Beşiktaş'ta kalede bu hafta şanslıydık ki Cenk vardı. Egemen'in yokluğunda stoperde Toraman. Hilbert'in yokluğunda Ekrem. Quaresma'nın yokluğunda da Edu sahadaydı. Bu eksikler olsaydı Beşiktaş'ın ideal kadrosu bu mu olacaktı? Veli-Necip, Almeida-Pektemek dışında hemfikirim. Veli-Necip de maçına göre değişiklik gösterebilir.


Beşiktaş kaybetmiyor belki ama iyi futbol oynadığı da söylenemez. 22. dakikada Almeida'nın kaçırdığı pozisyon gol olsaydı maç daha rahat mı geçerdi bilinmez ama 36. dakikada Necati'nin vuruşunda kale çizgisini geçen Antalyaspor golü verilse maç dönmeyebilirdi. Burada hakemin açısı ve yan hakemin hem yanlış yerde oluşu hem de görüş açısının kapalı oluşu gole mal oldu. Bu haksızlığı hafifletmiyor elbette. Antalyaspor'un net golü verilmemiştir. Geri kalanı onlar için önemsiz artık.


Bu pozisyondan kısa bir süre sonra Necati'nin bariz gol şansından yararlanamaması ise Antalyaspor adına haneye yazılacak eksi puan. İlk yarının son ciddi pozisyonunda da başrollerde Antalyaspor oyuncuları vardı. Bu kez Tita golü kaçıran isimdi.


İlk yarıda Beşiktaş ilk bölümler haricinde sahada nerdeyse yoktu. İlk bölümlerde de karşılıklı ataklar vardı. İkinci yarıda da Beşiktaş'ın gol atacağı yoktu ama Ali Tandoğan'dan başlayan hataya Deniz Barış da büyük katkı sağlayınca Almeida golü buldu. O sahada görüdğüm uzun, saçları tuhaf adam Almeida ise ondan beklenmedik bir goldü. Pozisyona giremeyen Beşiktaş'a büyük bir kıyak yaptı Deniz.
Beşiktaş golü buldu ancak sonrasında da pozisyon fakirliği çekmeye devam ediyordu. Bunda şaşıracak birşey yok tabi. kanatlarda formsuz Simao ile kanatlığı tartışılır Edu. Forvette kendi kendine birşey yapamayan, ancak beslendiğinde başarılı olabilen Almeida. Ortasahada tek üretken isim Fernandes. Takımın geri kalanı savunma öncelikli. Mustafa Denizli kadrosuna yakın bir kadro.Bu ligde başarı getirebilecek ama az pozisyona girebilecek bir kadro. Kolay kolay da gol yemez o ayrı.


Dakika 90 olduğunda da maç böyle biter demedik. Bir Pektemek golü bekledik. Beklenen gol Almeida'nın beklenmedik pasında Fernandes'in müthiş çalımıyla geldi. 2-0 olduğunda maç böyle biter dedik ama bu sefer de biz yanıldık. 90. dakikada içinden Suarez çıkan İsmail kırmızı kart gördü, kazanılan penaltıyı Tita ağlara gönderdi.


Üç isim dün akşamın konuşulanıydı. Almeida, en azından gol pozisyonlarında iyiydi. Bunu çok emin olamamakla birlikte cebe artı olarak koymak gerekir. "Cenk, o gol pozisyonunda neden hakeme gol olduğunu söylemedi. Öyle Nietzsche'den bahsetmekle olmaz bu işler." diyenler var. Beklentiyi yüksek tutmuşlar. Onu farketse, Rüştü söylerdi, zira çok olgun. Ancak Cenk farketse de söyleyemeyebilirdi. Üçüncü isim ise Köybaşı. Maç boyu Bale dediğim ama yine üzdü. Pozisyon çok yakındı ve refleksiyle elini uzattı topa. En azından ben öyle tahmin ediyorum. Ancak kendine bir miktar daha çeki düzen vermesi gerekiyor. Köybaşı kendini çok geliştiremiyor. Hücumda gelişiyor belki ama savunma güdük kalıyor.


13 maçtır kaybetmeyen bir Beşiktaş var. Avrupa Kupası'ndayola devam ediliyor. Türkiye Kupası'nda da öyle. Galatasaray ile olan puan farkı ve belirsiz şike davası dışında tabelada herşey olumlu. Tabelada görünmeyen şeylerin ise çoğu olumsuz. Bir başka yazıya pas atarak bitireyim.

Hiç yorum yok: