1 Mart 2012 Perşembe

İstikrar



Başarının temelinde istikrar yatar. Özellikle yönetim ve hoca konusunda istikrar büyük önem kazanmaktadır. Bunu hep söyleriz ama sıkıntıya düştüğümüzde bazen biz de "gitsin" deriz. Bazen haklı sebeplerimiz de yok değildir. Mesela Beşiktaş yönetimi bilmem kaç yıldır takımın başında ama gün geçtikte daha da kötüye gitti takım. Bu artık istikrar olmaktan çıkmıştır. Bunu kanser olarak nitelendirebiliriz mesela.


Peki mesela kim kalmalıydı? Del Bosque kalmalıydı. Sonrasında gelen Ertuğrul Sağlam da kalabilirdi. Tigana da, Mustafa Denizli de, Shuster de... Bunlar bambaşka insanlar ama hepsi de istikrar için kalabilirdi. Bunların her biri 7 yıldır bu kulüpte olsa, geçen sürede takım daha başarılı bir grafik çizmiş olurdu. Hepsiyle farklı bir takım olurduk, biri daha iyi olurdu diğeri daha kötü ama bugünden daha kötü olmazdı. Denizli ile daha çok kupa kazanırdık ama kulüp yarına çok da hazır olmazdı. Schuster'le müthiş bir oyun sistemine sahip olabilirdik, Avrupa'da çok daha başarılı bir takım olurduk, Beşiktaş'ı izlemek başka bir zevk olabilirdi. Tigana ile genç bir takım kurmuş olurduk.


İngiltere'de milenyumdan itibaren kim kaç hoca değiştirdi ortaya koymuşlar. Man Utd ve Arsenal ibretlik. Tek hoca ile yola devam ediyorlar, üstelik kulüp kariyerleri daha da eskiye dayanıyor. Everton da listede 3. sırada. Walter Smith'le girmişlerdi milenyuma. 2002 yılında ise bir başka İskoç hoca ile anlaştılar: David Moyes. Liverpool 4 hoca değiştirirken, City 6, Spurs 7, Chelsea 8 farklı hoca ile çalışmış. Bunlar tek başına büyük bir anlam ifade etmiyor. Peki ne zaman ifade eder? Bunlarla mali yapıları bir arada değerlendirdiğimizde.


Çok hoca değiştiriyorsan başarılı olabilmen için çok sağlam mali yapının olması gerekir. Hem mali yapın zayıfsa, hem de çok hoca değiştiriyorsan başarılı olabilmen kolay değil.

Hiç yorum yok: