19 Mart 2012 Pazartesi

Beşiktaş 4-1 Manisaspor / Çıkarma o formayı Fernandes



Maçı mı anlatsam Fernandes'i mi anlatsam bilemedim. Maçla başlayıp Manuel'le bitirelim. Atletico maçı ile Avrupa defteri kapatıldı. Defter bu sene boş değil. Belki son sayfasına kadar bitiremedik ama ortayı gördük en azından.


Lig için aynı şeyleri söyleyemeyeceğim. Play- off için iddialı olmayan bir Beşiktaş var. Hedef 2.lik olmalı ama o da çok kolay bir hedef değil açıkçası. Bunu bilerek 2. lik için elden geldiğince mücadele edilmeli. Play-off öncesi tüm maçlar kazanılmalı mesela. Rakiplerin puan kaybetmesi beklenmeli. Bunlar temenni içerikli şeyler belki ama mantık da farklı şeyler söylemiyor.


Manisa maçı öncesi çok akrmaşık duygular hakimdi. Benim üzerinde durmayı çok sevmediğim, "Beşiktaş'ın doğum günü" vardı bugün. Açıkçası bunu çok anlamlı bulmuyorum. Benzer şekilde 19.05 ve 19.07 geyiklerini de çok anlamlı bulmuyorum. Kulübün tarihinden haberi olmayan insanların diline pelesenk olmuş işte.


Doğum günü, Avrupa sonrası lige dönüş, Quaresma'nın affedilmesi, geçen 3-4 günü meşgul eden Fernandes transfer hikayesi, başkanlık seçimi. Konu çoktu aslında. Manisa maçına bu başlıkların arasında çıkıldı. Çok da iyi başlanmadı ama 10. dakikadan itibaren muazzam bir Beşiktaş döndü. Peki Beşiktaş ne oldu da bir anda toparlandı ya da öyle göründü? Toparlandı demek için erken belki ama Hilbert'in dönmesi ile savunma dörtlüsünün tekrar buluşması takımı iyi kimliğine kavuşturdu. Önlerinde Ernst-Fernandes de bir o kadar önemliydi. Zaten Beşiktaş'ta bu 6 oyuncu oynadığı sürece, takım kolay kolay maç kaybetmez. Bu kadro takımı hem savunmada hem de hücumda diri tuttu. Az pozisyon verildi.


1-0 zor tutulan maçı Quaresma getirdi. Oyuna girer girmez attığı iki gol ve skorun bir anda 3-0 olması Beşiktaş'ı rahatlattı. Hele hele attığı 2. gol harikaydı. "Quaresma adam oldu" diyen çıkar ama bunu söylemek için çok erken. Hatta bence artık Quaresma hakkında konuşmak için çok geç. Bu birliktelik bitti gibi geliyor bana. Portekizli gelecek yıl Beşiktaş forması giyerse benim için büyük sürpriz olur.


Ligin bir çok maçında olduğu gibi bu maçta da hücumda takımı yöneten bambaşka bir insan vardı: Manuel Fernandes. Bu tribünlerin izlediği en yetenekli futbolculardan biri. Takımı da oynatan, paylaşımcı, çok özel bir futbolcu. Adı, Tottenham olması muhtemel bir İngiliz takımıyla anılıyor. Borç batağındaki kulüp için bulunmaz bir fırsat olabilir ama gönlüm gitmesin diyor. Bu adamı izlemek büyük heyecan veriyor, büyük zevk veriyor. Üstelik takım için de çok büyük anlam ifade ediyor. Önünde iyi bir forvet olsa çok daha fazla asist yapabilirdi. İstatistikler bir kenara oyunun daima içinde. Nasıl ki savunmada Ernst çok öenmliyse, hücumda da Fernandes bir o kadar önemli.


Enteresan bir an ise elektriklerin kesildiği andı. Bir doğum günü kıvamındaydı. Taraftar da farkına vardı ve doğum gününü kutladı.


Bu maçın skoruna aldanmamak gerekir. İBB ciddi bir sınav olacaktır. Kazanmak gerekir.

Hiç yorum yok: