15 Mart 2010 Pazartesi

Denizlispor 0 - 1 Beşiktaş


Bu sefer güzel futbol izlemek istiyorum diye oturuyorum ekran başına ama bir noktadan sonra "tamam 1-0 olsun bizim olsun" mantalitesine dönüyorum ister istemez. O nokta bazen maçın 60. dakikası oluyor, bazen ilk yarının bitimi, bazen de maçın henüz başı...

Bugünkü maç henüz başında beni pes ettiren maçlardandı. İBB maçında sahada adam akıllı oynayan ender oyunculardan birisi Necip'ti. Suçu, günahı ne ki bu hafta yedekti? Toraman, geçen hafta o bölgede başarılı olamadı diye maçın 2. yarısı sağ beke çekilmedi mi? E o halde neden bu hafta da aynı bölgede ısrarla deneniyor? Sorularını kendi kendimize sorarak başladık maça. Cevap "Mustafa Denizli" idi, soruların cevabı da Mustafa Denizli'deydi...

Denizlispor, bu ligin en zayıf takımı. Ankaraspor maçı bile daha garanti olamazdı. Ne oynadığı, ne yapmaya çalıştığı belli olmayan bir takıma karşı oynadı bugün Beşiktaş. Hoş Beşiktaş ne yaptığını biliyor mu? Pek sanmıyorum, ya çok komplike oynuyor ben çözemiyorum, ya da gerçekten ne yaptıklarının kendileri de farkında değil...

Maça durgun başladı her zamanki gibi. Gerçi maç da durgun başladı. İlk 15 dakika toplasan 5 dakika oynandı, oynanmadı. Kah taç, kah faul, kah ofsayt... Sürekli oyun durdu, ara ara oynandı. Derken Bobo'nun şutu ilk heyecanlandıran pozisyon oldu. Bobo dışında hücum hattında ayağı yere basan yoktu zaten. Tello ezbere oynuyor, Ekrem ayağında top tutamıyor, Holosko Ekrem'den hallice, Fink gününde değildi, Toraman zaten o bölgenin adamı değil... Elde bunlar olunca gol atmak çok da kolay olmuyor haliyle.

Denizlispor'un Beşiktaş'a nazaran maç genelinde daha ciddi pozisyonları vardı. Birisi direkten döndü, bir iki tane de Rüştü sağlam top çıkardı. Ferrari-Sivok ikilisine diyecek lafım yok. Her zamanki gibi yerinde müdahaleler yaptılar. Sivok arada bombayı bırakır ama bu maçta olmadı.

İbrahim Kaş...Orda duralım... Ben Rüştü olsam, o göğsüyle gol atma çabasına girdiği pozisyonda topu aldıktan sonra taça atar, sonra da İbrahim Kaş'a kafa göz dalardım. Böyle defans düşman başına. 90 dakika tek olumlu hamle yapmadı. Bunu abartarak söylemiyorum, gerçekten yapmadı. Daha önce de yazmıştım ve hala arkasındayım, benim bu yaşıma kadar izlediğim en kötü sağ bek. Çok samimiyim ve ciddiyim...

Mustafa Denizli motivasyon ve futbolcu psikolojisinden çok iyi anlayan bir hocadır. Bunu hepimiz iyi biliriz. Eminim ki Kaş'ı çıkarmama nedenlerinin temelinde bu düşüncesi yatmaktadır. Ancak, Toraman bu maçta çok kötü oynar, eyvallah bir maçta adamı kaybetmeyelim diye 90 dakika sahada tutarsın ama İbrahim Kaş'ı cümle alem tanıyor. Hakan Kutlu az kafayı çalıştırsa ve Kaş'ın kanadından gelse en az beraberliği kurtarırdı...

Gole gelince, kör dövüşü şeklinde geçen maçta başka türlü gol olmasını beklemek hayal olurdu.

Uzun sözün kısası yine çok kötü oynadığımız bir maç ve kazanılmış üç puan. Bu üç puan özellikle Galatasaray ve Bursaspor'un kazandığı haftada çok kritikti. Gelecek hafta rakip Kasımpaşa. Bu futbolla Kasımpaşa'dan puan dahi alamayız ama onlara karşı da bu futbolu oynamayız. Beşiktaş'ta rakibe göre değişen bir oyun kalitesi var. Sanırım Denizli yenecek kadar oynatıyor takımı. Bu adam bizimle dalga geçiyor olmasın?

Hiç yorum yok: