11 Şubat 2014 Salı

Bugün Veli'yi yazmak için oturdum bilgisayar başına ama kısmet başka konuyaymış. Veli konusunda içimiz rahat, o iki hafta sonra da yazılsa yazı güncelliğini kaybetmiş olmaz.

Çeşit çeşit insanlarız. Çoğu ortamda "Abi sen bizim gibi değilsin, sen gerçekten normalsin" denilen adam benim. Burada yazınca iyi bir şey gibi duruyor ama o kadar iyi mi bilmiyorum. Bilmediğim sadece iyi ya da kötü oluşu değil. Gerçekten normal miyim?

Benimle en uzun süre yaşayan kişi yine benim. Uykuyu çık, günün tamamında kendimi hissediyorum, yaşıyorum. Hayatımda çok fazla beni yoran şey var. Biliyorum ki bunlar kalıntılar. Geçmişte bir yerlerde kalmış, oturmuş ve sonra benim bir parçam olmuş. Bazılarını teşhis edebiliyorum, bazılarını edemiyorum. Kimisinin nereden geldiğini biliyorum, kimini hatırlamıyorum. Kimi çok tanıdık, kimi yabancı.

Bunlar yaşantımı da etkiliyor. Çoğu zaman da olumsuz. Zararım bazen çevremdekilere olsa da, çoğunlukla kendime oluyor. Sanırım başka kalıntılara da sebep oluyor. Ben olan ben değişiyorum.

Nedendir bilmem ayrılıklar hep zor gelir. Evdeki tuzluğu bile atmaya kıyamam. Daha açık ifade etmek gerekirse, Holosko'yu beğenmem ama gitmesine de çok üzülürüm, Fernandes için de geçerli bu, Ersan için de, İsmail için de. Benimsediğimi çıkaramıyorum bünyemden. Bana zararı olsa da, benim ona zararım olsa da.

Özetle Veli iyi topçu. İyi topçu olmasa da severim, topçu olmasa da severim. Hatta topla yakından uzaktan alakası olmasa da... Sevdiğimi de bünyeden çekip atamam.