14 Ağustos 2012 Salı

Nereden çıktı Batuhan?


Batuhan Karadeniz’in ismini cisminden çok önce öğrenmiştik. Alt takımlarda, oynadığının 2-3 katı gol atan dev adamdı. Beşiktaş’ın geleceği deniyordu onun için. Daha o zamanlar Man City’ler, United’lar peşindeydi genç golcünün...
Beşiktaş geleceğini bırakmamıştı. A takıma yükseltmişti Batugol’ü. Bu bir tercihti ve bence doğru olan da buydu. Elde maden varsa işlemek lazım. Batuhan da büyük bir madendi. Türkiye’nin “Yeni Hakan Şükür” ü olur muydu bilmiyorum ama Beşiktaş’ın iyi forveti olacağı kesindi. Çok genç olmasına rağmen yaşıtlarından çok farklıydı. Hem fizik olarak sağlamdı, hem de yetenekliydi.
O zamanlar hayalimdeki ikili Batuhan & Bobo idi. İleride yalnız kovboyu oynayan Bobo, Batuhan ile birlikte daha da verimli olur diye düşünüyordum. Kağıt üzerinde olmaz gibi durmuyordu. Gayet iyi bir ikili olabilirdi. Batuhan indirir Bobo yazar, Bobo şişirir Batuhan kafayla avlar... Bobo şişirmesine şişirirdi de, Batuhan indirir miydi peki?

Kral yapmayacaksın kral olacaksın diyen adam pas verir miydi? Bu sözü söylemesine vesile olan maç pas verip vermemesi çok umrumda değil. O maçı kazanmış olsak da, kaybetmiş olsak da geçti gitti. Üzüldük, geçti. Maç içinde olur öyle şeyler. Kahraman olmak istersin, sağlıklı düşünemezsin, zaten düşünme süren 1 saniyenin altındadır, yanlış tercih yaparsın... Sorun bu değil. Sorun bu düşünce yapısı.
Kral yapmayan adam Beşiktaş’ta kral olamayacağını anlayınca Eskişehirspor’un yolunu tuttu. Yola çıkarken de geride kalanlara sallamayı ihmal etmedi. Muhtemelen geride kalanlar da, yaşına verip pek üzerine gitmediler. Gittiğinde üzülmüştüm. Aslında üzüntüm gidişi değil, böylesi bir yeteneğin Beşiktaş’a ve futbola kazandırılamayışıydı. Mustafa Denizli böyle adamlarla pek uğraşmazdı, uğraşmadı da. Teşekkür edip gönderdi. Tercih meselesi. Gönül isterdi ki Batuhan biraz ılımlı olsun, hoca yapıcı olsun ve bu yetenek kaybolmasın. Ama bu istek gönüllerde kaldı.

Batuhan’ın Eskişehirspor serüveni de Beşiktaş’tan farklı değildi. Onun için iyi yanı kral olmak için daha müsait bir ortam vardı. Taraftara kendini sevdirdi. Muziplikler, şakalar derken taraftan onun samimiyetinden hoşlandı, o da delikanlılığın verdiği coşkuyla samimiyeti taçlandırdı. Sahada fena olmayan bir Batuhan vardı ama saha dışında durumun daha da vahim bir noktaya gittiğini görebiliyorduk. O günlerde söylediğim şey şudu: “Çok şükür ki bu adam Beşiktaş forması giymiyor.”
Yeni arabasıyla İstanbul’a kaç saatte gittiğini, kırmızı ışıkta nasıl geçtiğini internetteki video paylaşım sitelerinden izliyorduk. Düşünce yapısı hala aynıydı. Kameralara, “Kırmızı ışıkta geçerim, cezası neyse öderim” diyebilecek kadar sıkıntılı bir durum içindeydi. İzledikten sonra bunu gerçekten demiş olabilir mi diye tekrar tekrar izlediğim videolardı bunlar.
Artık nötr değildi benim için. Oldukça sevimsizdi. Beşiktaş altyapısından çıkmış olması da utanç veriyordu bana. Guti’ye “Guti naber lan!” diyecek kadar basit ve Raul ile tokalaşırken terbiyesizlik yapacak kadar yakışıksız bir davranış göstermişti bu adam. Şimdi hatırladıkça duygularım yine gün yüzüne çıkıyor, yine üzülüyorum ve yine utanıyorum.
Batuhan yetenekli olabilir. Öyle de. Beşiktaş’ın bu özelliklerde bir oyuncuya ihtiyacı da olabilir. Ama Batuhan’ın Beşiktaş forması giymesi beni rahatsız eder. İsminin Beşiktaş ile anılması bile oldukça rahatsız etti. Sorun onun yetenekleri ve oyun tarzı değil. Sorun onun karakteri. Beşiktaş’a yakışıp yakışmayacağı. Herşey bir kenara, herşeyi unutalım, sadece Raul’a yaptığı terbiyesizlik bile Beşiktaş forması giymemesi için yeterli bir sebeptir.

Bırakın gelmesin, kazandıracağı puanları kazanmamış olalım. En fazla ne yapacak? Şampiyon mu yapacak? Varsın şampiyon olmayalım ama sevdiğimiz takım olsun sahada. İyi niyetinden şüphe etmediğimiz, karakterli, kişilikli takım izleyelim. Necip gibi efendi, Cenk gibi oturaklı, Muhammed gibi sevimli adamları izleyelim. Severek izleyelim...
Bu yaz Tribündergi sitesinde de yayınlanmıştır. http://www.tribundergi.com/haber/nereden-cikti-batuhan

2 yorum:

CDiS dedi ki...

bu adam problemli, şımsrık bir adam, kabul. ancak, marifet, daha 21 yaşında bu işleri yapan birini düzeltmeye, kazanmaya çalışmak mı, yoksa onu silmek mi? hayranlıkla izlediğimiz, ronaldo, ibrahimovic, rooney çok mu efendi adamlar, çok mu sevimli adamlar?

cagatay dedi ki...

ah abi çok güzel yazmışsın. bırakın şampiyon olmayalım.